Você procurou por: petrusu (Turco - Francês)

eve giren petrusu karşıladı, tapınırcasına ayaklarına kapandı.
lorsque pierre entra, corneille, qui était allé au-devant de lui, tomba à ses pieds et se prosterna.

petrusu, yakupu ve yuhannayı yanına aldı. hüzünlenmeye ve ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı.
il prit avec lui pierre, jacques et jean, et il commença à éprouver de la frayeur et des angoisses.

hizmetçi kız petrusu görünce çevrede duranlara yine, ‹‹bu adam onlardan biri›› demeye başladı.
la servante, l`ayant vu, se mit de nouveau à dire à ceux qui étaient présents: celui-ci est de ces gens-là. et il le nia de nouveau.

yahudilerin bundan memnun kaldığını görünce ardından petrusu da yakalattı. bunu, mayasız ekmek bayramı sırasında yaptı.
voyant que cela était agréable aux juifs, il fit encore arrêter pierre. -c`était pendant les jours des pains sans levain. -

petrus ise dışarıda, kapının yanında duruyordu. başkâhinin tanıdığı öğrenci dışarı çıkıp kapıcı kızla konuştu ve petrusu içeri getirdi.
mais pierre resta dehors près de la porte. l`autre disciple, qui était connu du souverain sacrificateur, sortit, parla à la portière, et fit entrer pierre.

bir hizmetçi kız ateşin ışığında oturan petrusu gördü. onu dikkatle süzerek, ‹‹bu da onunla birlikteydi›› dedi.
une servante, qui le vit assis devant le feu, fixa sur lui les regards, et dit: cet homme était aussi avec lui.

İsa, petrus, yakup ve yakupun kardeşi yuhannadan başka hiç kimsenin kendisiyle birlikte gitmesine izin vermedi.
et il ne permit à personne de l`accompagner, si ce n`est à pierre, à jacques, et à jean, frère de jacques.