Você procurou por: sözün bittiği yer (Turco - Inglês)

İsmi, pavlovcu korku durumu-- tonun kısa bir şokla bittiği yer.
it's called pavlovian fear conditioning -- where a tone ends with a brief shock.

onun içinde bir an bile hayatta kalmamız mümkün değil. bu fıskiyelerden birinin içinde olmanın nasıl bir şey olacağını anlatmaya çabalamak, sözün bittiği yer oluyor.
we couldn't survive for an instant in it. language breaks down when trying to describe what it would be like in one of those jets.

setimes'a konuşan karayel, "sözün bittiği yerdeyiz." diyerek erdoğan ile benzer duygular dile getirdi.
"we have reached the point when words are meaningless," he told setimes, echoing similar statements by erdogan.

bu unutulmuş küçük sokağın bittiği yerin tıpkı beni oraya götüren terk edilmiş köpek gibi korumaya değer olduğunu biliyordum.
i knew that this forgotten little street-end, abandoned like the dog that brought me there, was worth saving.

bu yeni devrimi eskisinin bittiği yerde başlatalım. hem çevremizi, hem de geleceğimizi sentetik biyoloji ile dönüştürelim.
let's start this new revolution at the tail end of the old one, with synthetic biology being the way to transform both our environment and our future.

30 nisan 1975 tarihinde, saygon'un düşüşü sırasında bir kuzey vietnam tankının kapısından girmesiyle vietnam savaşı'nın bittiği yer oldu.
it was the site of the end of the vietnam war during the fall of saigon on april 30, 1975, when a north vietnamese army tank crashed through its gates.

uzun zamandır seyahat ediyordum, at ya da tibet öküzü üzerinde, kamyonla, otostopla, İran sınırından wakhan corridor'un bittiği yere kadar.
so i have been walking and traveling, by horses, by yak, by truck, by hitchhiking, from iran's border to the bottom, to the edge of the wakhan corridor.

== dorukları ==muztau bir iki tepeli dağ olup rusya ve kazakistan sınırı boyunca uzanır, şimdi kuzey uçunun bittiği yerde Çin ve moğolistan ile sınır komşusu olur.
belukha is a twin-peaked mountain massif that rises along the border of russia and kazakhstan, just north of the point where these two borders meet those of china and mongolia.

aynı zamanda, bu duygu beni bir çeşit ruhani bir yolculuğa çıkartıp gerçekten dünyanin bittiği yerlere gitmeye teleskopları, bulucuları, insanların kainatı araştırmak için yaptıkları ya da yapmış oldukları aletleri daha fazla ve daha fazla detayla görmeye götürdü.
and that feeling also led me to a pilgrimage of sorts, to go literally to the ends of the earth to see telescopes, detectors, instruments that people are building, or have built, in order to probe the cosmos in greater and greater detail.