Você procurou por: bana mektup gönder (Turco - Inglês)

bana mektup gönder
send me the letter

lütfen bana bir mektup gönder.
please send me a letter.

lütfen varır varmaz bana bir mektup gönder.
please send me a letter as soon as you arrive.

bana bir mektup gönderdi.
she sent me a letter.

o, bana uzun bir mektup gönderdi.
she sent me a long letter.

bana sevgi dolu bir mektup gönderdi.
he sent me an affectionate letter.

sana bir mektup gönderdim.
i sent you a letter.

o eve bir mektup gönderdi.
he mailed a letter home.

arkadaşım bana nasıl olduğumu soran bir mektup gönderdi.
my friend sent me a letter asking how i was.

o, ona uzun bir mektup gönderdi.
she sent him a long letter.

amcasına hitaben bir mektup gönderdi.
he sent a letter addressed to his uncle.

kararımı bildirmek için ona bir mektup gönderdim.
i sent him a letter to let him know my decision.

tom mary'ye, üç sayfalık bir mektup gönderdi.
tom sent mary a three-page letter.

ancak ceku, konseye üç ana noktanın belirtildiği bir mektup gönderdi.
he did, however, send a letter to the council, outlining three main points.

lütfen bana mektupla ulaşın.
contact me by ordinary mail.

bana mektubu verdi ve ayrıldı.
he handed me the letter and left.

o bana bir teşekkür mektubu gönderdi.
he sent me a letter of appreciation.

plandan hoşnut olmadığını ifade eden grup, eyaletteki uluslararası misyonlar ve kurumlara bir mektup gönderdi.
the group, expressing their disapproval with the blueprint, sent a letter to international missions and institutions in the province.

ulaşabildiğimiz herkese mektup gönderdik -- hatta bazıları şu an burda -- bize çok yardımları dokundu.
we emailed out letters to as many people as we could -- several people in the audience here -- who were very helpful.

mok kayıt sorununun paralelinde sırp ortodoks kilisesine on yıllardır süregelen kilise anlaşmazlığı konusundaki diyalogu sürdürülmesini öneren bir mektup gönderdi.
in parallel with the registration issue, the moc has sent a letter to the serbian orthodox church, proposing continuation of their dialogue regarding a decades-long church dispute.