Você procurou por: gel o zaman (Turco - Inglês)

gel o zaman
you sure

o zaman
welcome to our family

o zaman.
then.

‹‹bugün git, yarın gel, o zaman veririm›› deme.
say not unto thy neighbour, go, and come again, and to morrow i will give; when thou hast it by thee.

ne güzel, tam yerine geldiniz o zaman.
it is nice. you've come to the right place.

gel otur.
come sit down.

her ne zaman gelse, o bize hediyeler getirir.
whenever she comes, she brings us presents.

göklere de yere de ağır gelmiştir o.
heavy is its burden through the heavens and the earth.

balık tutmaya gelince, o bir uzmandır.
when it comes to fishing, he's an expert.

onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar.
but when he brought them our signs, at once they laughed at them.

biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman onunla sevinir; ama kendi yaptıklarının bir sonucu olarak başlarına bir kötülük gelse, o zaman insan nankörleşir.
and indeed, when we let man taste mercy from us, he rejoices in it; but if evil afflicts him for what his hands have put forth, then indeed, man is ungrateful.

fakat rabbimin vadi gelince, o, bunu yerle bir eder.
but when my lord's promise is come, he will make it dust.

köpük atılıp gider. İnsanlara fayda veren şeye gelince, o yeryüzünde kalır.
as for the foam, it vanishes, [being] cast off; but as for that which benefits the people, it remains on the earth.

yemin olsun, hak sana rabbinden gelmiştir. o halde, sakın kuşkulananlardan olma!
assuredly hath the truth come unto thee from thy lord, so be not then of the doubters.

saĞlikÇi (hekİm-hemŞİre) gelİnce onun yardimcisi konumuna geÇ)
when a health care worker arrives, help him/her