Você procurou por: giderek (Turco - Inglês)

ama giderek artıyor.
but it's increasing enormously.

İhlal giderek azaldı.
the breaks got fewer and fewer.

vakit giderek daralıyor."
the net is closing."

ama giderek daha da kötüleşiyor.
its getting much worse.

o, giderek daha çok kaygılanıyordu.
he was getting increasingly anxious.

akıp akıp giderek yuvasına girenlere,
and by the planets that move swiftly and hide themselves,

ulaşılamayacağı giderek netlik kazanmaktadır (
some areas, the 2010 target will not be met (

tom'un fransızcası giderek gelişiyor.
tom's french is gradually improving.

broz: evet, popülaritesi giderek artıyor.
broz: yes, he's gaining more and more popularity.

tek sorun rekabetin giderek artması.
the only problem is that competition here is becoming even tighter.

hayatlarını yuvarlanıp giderek öylesine geçiriyorlar.
they simply go through their lives getting on with it.

sonrasında male, giderek daha güneyde görülüyor.
then malé, then further south.

büyükannem giderek unutkan ve kırılgan oluyor.
my grandmother was gradually becoming forgetful and frail.

bu, başka şeyler giderek güçleniyor demektir.
that means the power of others things is rising.

ama gerçek bilgisayarlar giderek daha iyi hale geliyorlar.
but real computers are actually getting to be a lot better.

seçimler öncesinde, milliyetçi söylemler giderek artıyor.
nationalist rhetoric has been on the rise in the run-up to the poll.

hastalar ve sağlık çalışanlarının durumu giderek zorlaşıyor.
patients and healthcare practicioners alike are growing increasingly frustrated.

ancak giderek huzursuzlaşan halkı buna ikna edebilecekler mi?
can they convince an increasingly restive public?

bence sc’li siyasetçiler bunu giderek daha iyi anlıyorlar.
increasingly, i believe, rs politicians understand this.

belgrad'a icty ile tam İşbirliği baskısı giderek büyüyor
pressure builds on belgrade for full co-operation with icty