Você procurou por: mutlaka bir gün (Turco - Inglês)

"bir gün".
he's like, "a day."

sen mutlaka bir mecnunsun!"
verily, you are a mad man.

hoş bir gün!
it is a nice day!

bir gün anlayacaksın.
you'll understand someday.

bir gün beni unutacaksın.
you'll forget about me someday.

bir gün buraya gelecekler.
one day they'll get here.

bir gün, sığır ağıldayken.
so, one day, cattle in a pen.

bu konuda mutlaka bir şeyler yapılması gerekecek.
something will have to be done.

(suçlular) mutlaka bir zakkum ağacından yiyecekler,
"ye will surely taste of the tree of zaqqum.

bir gün japonya'ya dönecek.
he will return to japan some day.

her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur.
and there never was a nation but a warner had passed among them.

her millet içinde mutlaka bir uyarıcı (peygamber gelip) geçmiştir.
and there was no nation but that there had passed within it a warner.

mesela öğrenci dolaplarında esrar arıyorsanız mutlaka birine yönlenecektir.
like if you're looking for marijuana in students' lockers, it'll point right to somebody.

tom mutlak bir dürüstlük insanıdır.
tom is a man of absolute sincerity.

bir bilgisayar şimdi mutlak bir ihtiyaçtır.
a computer is an absolute necessity now.

mutlak bir sessizlik rica edebilir miyim lütfen?
can i request a moment of absolute silence?

Şüphesiz bunda basiret sahipleri için mutlak bir ibret vardır.
in this there is a lesson for the people of understanding.

kuşkusuz, bunda, iman sahipleri için mutlak bir mucize vardır.
lo! therein is indeed a portent for believers.

birinci kural: sakın bırakma -- mutlak bir başarı yöntemi.
number one: don't let go -- very sure success method.