Вы искали: insults (Английский - Турецкий)

insults
küfür

i can't put up with these insults.
ben bu hakaretlere dayanamam.

i can not put up with his insults any longer.
onun hakaretlerine daha fazla dayanamam.

i can't put up with his insults any longer.
onun hakaretlerine daha fazla katlanamam.

i have better things to do than stand here and take your insults.
burada durmak ve senin hakaretlerini dinlemekten daha iyi yapacak işlerim var.

verbal violence, insults and exclusion from the class are the most dominant forms.
sözlü şiddet, hakaret ve sınıftan dışlanma da bunun en baskın biçimleri.

by fighting other pirates, guybrush learns various insults and defeats rottingham, reclaiming the map.
diğer korsanlarla savaşarak guybrush çeşitli hakaretler(insults) öğrenir ve rottingham'ı mağlup ederek haritayı tekrar elegeçirir.

for nearly two hours, the two sides defended their positions while trading allegations and, at times, insults.
İki taraf yaklaşık iki saat boyunca kendi görüşlerini savunurken, karşılıklı iddialar ve bazen de hakaretler gırla gitti.

the eu hailed the turkish parliament's long-awaited amendment to a controversial law penalising "insults to turkishness".
ab, türk parlamentosunun "türklüğe hakareti" suç sayan tartışmalı yasasında uzun zamandır yapılması beklenen değişikliğe övgüde bulundu.

insult
küfür