Вы искали: azalır (Турецкий - Английский)

ağrı giderek azalır.
the pain gets less.

12 ile başlarsınız ve git gide azalır.
you start with 12 and they take them away.

göz merceğinde kesifleşme başlarsa görme azalır.
if the lens begins to concentrate, the vision decreases.

oksijenin, sıvı gümüşteki çözünürlüğü çok büyüktür ve sıcaklık artışıyla azalır.
the solubility of oxygen in liquid silver is very high and temperature rise decreases

eğer birim 1 yıldan fazla depolanırsa, yataklardaki yağlayıcının servis ömrü azalır
the service life of the lubricant in the bearings is reduced if the unit is stored for > 1 year

ancak, hastalık ilerledikçe bunlar da yetersiz kalır ve görme giderek azalır.
however, as the disease progresses, they become insufficient and the vision gradually decreases.

eğer bu şeker, kahve toplandıktan sonraki 12 saat içinde ayrıştırılmazsa kahvenin lezzeti azalır.
if this sugar is not removed within 12 hours of picking, the flavour of the coffee is impaired.

başlarda grete ve gregor'un iyi bir ilişkisi vardır ancak zamanla bu ilişki azalır.
initially grete and gregor have a close relationship, but this quickly fades.

Şimdi herhangi bir teknolojinin fiyatı bu kadar önemli bir şekilde düşerse, giriş kısıtlamaları azalır;
now when the price of any technology declines that dramatically, the barriers to entry go down.

aktivite patlamasından sonra, etkilenen alanda bulunan serebral kortekse doğru olan kan akışı iki ila altı saat boyunca azalır.
after the burst of activity the blood flow to the cerebral cortex in the area affected is decreased for two to six hours.

hemen her yerde üretkenlik artar, çalışanın kendini adaması artar, çalışan tatmini artar ve iş değiştirenlerin sayısı azalır.
almost across the board, productivity goes up, worker engagement goes up, worker satisfaction goes up, turnover goes down.

bifosfonatlar, florür, bazı florokinolonlar ve tetrasiklinlerin, kalsiyum ile uygulandıklarında emilimleri azalır (biyoyararlanımları azalır).
the absorption of bisphosphonates, fluoride, some fluoroquinolones and tetracyclines decreases when administered with calcium (bioavailability decreases).

yaz aylarında, özellikle temmuz ve ağustos'da su miktarı çok azalır, bu da su sisteminde endişe veren bir durum yaratmaktadır.
in the summer, especially in july and august, the amount of water reaches its minimum, creating a critical situation in the water supply system.

bunun sonucu olarak, bir hizalamadaki boşluk sayısı azalır, harfler ve boşluklar bir arada tutulmuş olur, bu da biyolojik bakımdan daha gerçekçi sayılır.
thus, the number of gaps in an alignment is usually reduced and residues and gaps are kept together, which typically makes more biological sense.

bazı durumlarda, örneğin whispering wheel tasarımında, motor doğrudan tekerin içine yerleştirilebilir, bu sayede otomobilin ağırlık merkezi düşer ve hareketli parça sayısı azalır.
in some cases, the motor can be housed directly in the wheel, such as in the whispering wheel design, which lowers the vehicle's center of gravity and reduces the number of moving parts.

bu durumda 2015 yılına kadar [kosova'daki] sayılarımız azalır ve 2020 yılında iyice küçülürüz." şeklinde uyardı.
in such a case, by 2015 our numbers will diminish [in kosovo], and by 2020 there'll be fewer of us," covic warned delegates at the sdp conference.

teorik olarak, ipv4 datagram da geçen her host en az bir birim ttl azaltmasına rağmen,time to live, saniye olarak ölçülür.uygulamada, ttl alanı her hopta bir azalır.
in theory, under ipv4, time to live is measured in seconds, although every host that passes the datagram must reduce the ttl by at least one unit.

fırtına fazla alanı kapladıkça, gibi herhangibir fırtına ile yığılı su yüzüne bir çıkış yolu vardır ve bu kaçış mekanizması( aynı tepe rüzgar hızı için ) dalgalanma kuvvetine orantılı olarak azalır.
with any storm the piled up water has an exit path to the sides and this escape mechanism is reduced in proportion to the surge force (for the same peak wind speed) as the storm covers more area.

setimes'ın sorularını yanıtlayan kosovalı öğretmen ve tarihçi haki kasumi ise şöyle diyor: "başkalarının tarihini bilirseniz, nefret ve düşmanlık azalır ve karşılıklı anlayış gelişir.
haki kasumi, a kosovo teacher and a historian, told setimes, "if you know someone else's history, there'll be less hate, animosity and better common understanding.

18 aylık tedaviden sonra, ramp grubu katılımcılarında, ramp bireysel katılımcılarına göre önemli ölçüde daha yüksek bir kb kontrol oranı vardı (% 78.9'a karşı% 36.5, p .001). ramp grubunda sistolik kb 19,7 mm hg (% 95 ci −22.03, −17.40, p .001) ve diyastolik kb 8.1 mm hg (% 95 ci −9.66, −6.61, p .001) azalırken ramp birey, sistolik kan basıncında 9.3 mm hg (% 95 ci −12.1, −6.4, p .001) azalma gösterdi.
after 18 months of treatment, there was a significantly higher bp control rate in the ramp group participants than the rampindividual participants (78.9% vs 36.5%, p .001). the systolic bp was reduced by 19.7 mm hg (95% ci −22.03, −17.40, p .001) and diastolic bp by 8.1 mm hg (95% ci −9.66, −6.61, p .001) in ramp group while the ramp individual demonstrated 9.3 mm hg (95% ci −12.1, −6.4, p .001) reduction in systolic bp without any significant difference in diastolic