Добавлены профессиональными переводчиками и компаниями и на основе веб-страниц и открытых баз переводов.
onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: "rabbim!
and lower unto them the wing of submission and humility through mercy, and say: "my lord!
aynı zamanda, gönüllülük işinde kalacağım, bu beni hepsinin en büyük farkındalığına sürüklüyor.
but also i intend to stick with the volunteering, which actually leads me to the biggest epiphany of them all.
büyük ölçüde gönüllülük esasına göre çalışan mor Çatı vakfının merkez ofisi İstanbul'da bulunuyor.
mor cati, which means "purple roof" in english, operates mostly on a volunteer basis. the main office for the foundation is located in istanbul.
ayrıca aslında hiç de iyi olmayan birsey olan işsizliğin yan ürünü olan başka bir şey ise, ülkemizde daha çok görülmeye başlayan gönüllülük akımı.
also a wonderful byproduct of sort of a really lousy thing, which has been unemployment, is a rise in volunteerism that's been noted in our country.
uucp mapping projesi bir gönüllülük projesidir ki açık mail yönlendiricileri ve kontrollü isim uzayı sunan makineler arasındaki bağlantıların bir haritasını oluşturmak için , başarılı bir çabadır.
the "uucp mapping project" was a volunteer, largely successful effort to build a map of the connections between machines that were open mail relays and establish a managed namespace.
yunanistan cumhurbaşkanı konstantinos stephanopoulos, 5 aralık perşembe günü dünya gönüllülük günü dolayısı ile, birçok gönüllü örgütten temsilcilerin katıldığı bir akşam yemeği verdi.
greek president constantinos stephanopoulos hosted a dinner for representatives of various volunteer organisations thursday (5 december), commemorating world volunteer day.
ancak gönüllülük gençlere ve yetişkinlere değerli iş deneyimleri ve toplum hissi sağlayabilir ve bu da bh'nin toplumlar arası bölünmelerin üstesinden gelmede işine yarayacak bir şey.
however, volunteering can provide youth and adults with valuable work experience and a sense of community, something bih could use to overcome inter-communal divisions.
yerel ve uluslararası basın, yunanistan'daki duruma dair karanlık bir resim çizse de, ülkede gönüllülük esasına dayalı çalışmaların öne çıktığı da dikkatlerden kaçmıyor.
and while the media -- both local and international -- paint a gloomy picture, volunteerism is a growing trend in greece, with groups eager to lend a hand to those in need popping up in every neighbourhood.
onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: "rabbim! küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et!" de.
"and look after them with kindness and love, and say: "o lord, have mercy on them as they nourished me when i was small."
alman komisyon üyesi görüşmelerden sonra yaptığı açıklamada, ab yasaları uyarınca, stres testlerinin ancak gönüllülük bazında yapılabileceğini, ancak topraklarında atom reaktörü bulunan 14 üye ülkenin çoğunun girişime katılacağını belirttiğini söyledi.
speaking after the talks, the german commissioner explained that, under eu law, the stress tests could only be carried out on a voluntary basis, but that most of the 14 member states with atomic reactors on their territories had indicated they would join the initiative.