Обучается переводу с помощью примеров, переведенных людьми.
Добавлены профессиональными переводчиками и компаниями и на основе веб-страниц и открытых баз переводов.
bazilarimiz sitmaya ve aids'e ragmen hayatta kaliyor
some of us do survive malaria; we do survive aids.
Последнее обновление: 2015-10-13
Частота использования: 1
Качество:
benim atletik yeteneklerimle lanetlenmis olmasina ragmen futbol oynuyor.
and, despite being cursed with my athletic inability, he plays soccer.
Последнее обновление: 2015-10-13
Частота использования: 1
Качество:
makedonya, buna ragmen,2008'den önce normları karşılayacagini bildirdi..
macedonia has, however, committed itself to fulfil the norms by 2008.
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
ancak buna ragmen; bizi ayiracak duvarlari ormeye devam ediyoruz.
and yet we carry on raising walls to keep us apart.
Последнее обновление: 2015-10-13
Частота использования: 1
Качество:
diger bir konu da bu basariyi teknolojinin maliyetine ragmen nasil saglarsiniz?
the other part was how do you address this increase in cost of technology?
Последнее обновление: 2015-10-13
Частота использования: 1
Качество:
o kadar buyuk olmamasina ragmen, ay'in kocaman olduguna karar veririz
we make a decision it's that big, even though it's not that big.
Последнее обновление: 2015-10-13
Частота использования: 1
Качество:
buna ragmen, bankanın bu yılki ana hedefinin orta asya üzerinde odaklanmak olduğu belirtildi.
the bank, however, said its main goal this year was to place the focus on central asia.
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
bu değerleme tutarının ne şekilde hesaplandığını talep etmemize ragmen değerleme raporları müvekkilere verilmemektedir.
although we have requested in what method this valuation amount would be calculated, valuation reports are not provided to the clients.
o ruh ayı hatırası da güçlü olmasına ragmen leopar foklarıyla yaşadığım gibi bir tecrübeyi bir daha yaşayacağımı sanmıyorum.
even though that spirit bear moment was powerful, i don't think i'll ever have another experience like i did with these leopard seals.
bir dizi aksiliğin atina 2004 olimpiyatları provalarının birinci haftasını aksatmasina ragmen, ioc yetkilileri genel olarak organizasyondan memnun.
a series of mishaps marred the first week of testevents for the athens 2004 olympics, but ioc officials expressed satisfaction with the overall organisation.
yillardir devam eden ihtilaf sonrasında doğu ve güneydoğu halkının son derece yıpranmasina ragmen, yapılan reformlar, ne şimdi ne de gelecekte bir catisma olasılığını ortadan kaldırıyor.
however, reforms, coupled with the sheer exhaustion of the people of eastern and southeastern turkey after so many years of conflict, make an uprising unlikely, either now or in the future.
uzay aracına göre gezegenin büyük kütlesi, hızını gözardı edilecek kadar küçük oranda değiştirmesine ragmen uzay aracının kazandığı çizgisel momentum, büyüklük olarak gezegenin kaybettiği momentum değerine eşittir.
the linear momentum gained by the spaceship is equal in magnitude to that lost by the planet, though the planet's enormous mass compared to the spacecraft makes the resulting change in its speed negligibly small.
buna ragmen yetkililer, tutuklamanın sırbistan'ın icty ile genel bir işbirliği içinde olduğunu gösterse de, abd yardımının serbest bırakılması için özel bir gerekce olarak belirlenmediğini bildirdi.
they added, however, that although his detention was viewed as an element of serbia's overall co-operation with the icty, it had not been set as a specific requirement for the release of us assistance.
bu insanlari beynin akilli bolgesinden uzaklastiriyor. bu bolgede icguduler, tecrubeler bilincalti, diger yaratici ozellikler ve dogru hukum verme becerisi olmasina ragmen. ve bizi yuzeysel bilincli mantik bolgesine itiyor.
it drives people from the smart part of the brain -- that dark, deep well of the subconscious, where instincts and experience, and all the other factors of creativity and good judgment are -- it drives us to the thin veneer of conscious logic.
ben eda benim gecirdiğim en güzel günüm kamptı orda bütün sevdiklerim vardı ve o gün benim için en güzel gündü hem sevdiklerim yanımdaydı hemde çok eğlenmiştik kampta 1 hafta kalmamamıza ragmen o 1 haftanın nasıl geçtigini anlamamıştımm sadece ben değil kimde anlamadı kampta ateşler yaktık ateşin önünde oturup sarkılar söylemiştik sonra en önemlisi en eğlencesi ise çadır kurmaya çalışmamızdı ablamın arkadaşı bir çadırı yarım saatte kuramamıştı ama o zaman bile çok eglenmiştik kısacası hayatımın en güzel günlerinden birisiydi o gün ablamın sayesinde ve bende hep bir anı olarak kalıcak....
moved out
stani, kurumsal işleyişteki bu bozukluklardan birinci derecede politikacıları sorumlu tutuyor. buna ragmen, polis müdürleri geçen yıl yüzde 88'lere kadar yükselen suç cezalandırma oranından hayli memnun olduklarını ifade ediyor.
he blames politics as the main culprit responsible for this institutional malfunction. still, police directors express satisfaction with the high rate of crime punishment, which rose last year to 88 per cent.
boylece, o en son yazisini bana verdiginde, ki bu yazisinda siniflandirilmis kacinilmazligi tartisiyor, gunluk islerimizi etkileyen catismalarla ve mucadelerle basa cikmak icin asiri uyumsuzdu. ona ahlaki basarisizlikta suclanmamiza ragmen dedim ki "bilmiyorum.
so when he gives me his final paper, in which he argues that the categorical imperative is perhaps too uncompromising to deal with the conflict that affects our everyday and challenges me to tell him whether therefore we are condemned to moral failure, i say, "i don't know.