Вы искали: uğraşan (Турецкий - Английский)

aksi için uğraşan hepimize helal olsun.
my grandma said: "i cried for days.

sıcak, uçucu bir his için uğraşan birisi değilim.
and i'm not really one for the warm, fuzzy feeling.

vranica commerce, uluslararası mal taşımacılığıyla uğraşan bir firme.
vranica commerce is a firm that deals with the international transport of goods.

ve komik kedi resimleriyle uğraşan birisi bu boşluğu çoktan aştı.
and someone who makes a lolcat has already crossed over that gap.

bunu yapan sadece ben değilim, bununla uğraşan bir sürü kişi var.
i'm not the only one doing it; there are a lot of other people getting into it.

o petersburg'ta görme bilimleri ile uğraşan... ...bir göz doktoru.
and she's an optometrist in st. petersburg, and she plays with optics.

annesi, emma swindells, yerel olarak tekstille uğraşan bir aileden geliyordu.
his mother, emma swindells, came from a local textile family.

bence dışarıda bir yerde çılgın şeylerle uğraşan bütün çocukların hayallerini desteklemeliyiz.
and i think we need to support all of the dreams of the kids out there doing these crazy things.

İşle uğraşan insanların hevesi kaçar. faaliyette de heves edilecek bir şey kalmaz.
it causes people who engage in that activity to lose morale and it causes the activity itself to lose morality.

bu, sanayi devrimi sırasında önemli bazı değişiklikler ile uğraşan charlie chaplin'i gösteriyor.
it's showing charlie chaplin dealing with some of the major changes during the industrial revolution.

kütüphane, ilimle uğraşan insanlar olarak bilinen "muvakkitlerin" başlıca bilgi kaynağıydı.
the library was the main source of information for the "muvekits", as people engaged in scholarship were known.

bütün dünyaya öğretmenlere,velilere,eğitimle uğraşan insanlara tıpkı bir virüs gibi ağızdan ağıza yayılacak.
it spread almost entirely through word of mouth, virally, across teachers, parents, people involved in education.

13 haziran 1750'de afrika'da ticaretle uğraşan tüccarlar gambiya'nın yönetimini ele geçirdi.
on 13 june 1750 the company of merchants trading in africa assumed the administration of the gambia.

bu tür faaliyetlerle uğraşan sınır ötesi bir grup, bulgar ve yunan polisinin yürüttüğü ortak bir operasyon sonucu ocak ayında çökertildi.
a cross-border group involved in that type of activity was smashed in january as a result of a joint operation involving bulgarian and greek police.

karadağ'ın yeni anayasasını hazırlamakla uğraşan meclis komisyonu, muhalefet üyelerinin katılmayı reddetmesi sonrasında nihayet 16 ocak salı günü toplandı.
the parliamentary commission working to draft a new constitution for montenegro finally met on tuesday (january 16th), after members of the opposition agreed to participate.

"kanada, toronto'da restoran işiyle uğraşan bir kuzenim var ve oraya gitmeyi düşünüyoruz." dedi.
"i have a cousin in canada, in toronto, in the restaurant business and we're thinking of going there," he said.

tasarıda, silah ihracat ve ithalatına devlet düzeyinde denetim getirilmesi, silah ticareti ile uğraşan şirketlere ilişkin düzenlemeler ile ihlaller durumunda uygulanacak yaptırımlar yer alıyor.
the draft provides for the establishment of state-level controls over the export and import of arms, regulates the procedures for companies trading in weapons and imposes sanctions in case of violations.

ellerindeki kâğıtları, dosyaları, fotoğrafları diğer çalışanlara götürmeye uğraşan masalarında oturmuş bir şeyler yazıp çizen insanlar yazcan’ı tuhaf bir şekilde mutlu etti.
the people sitting at their desks, trying to take the papers, files, and photos in their hands to other employees, writing and drawing made yazcan strangely happy.

allah'ın mescitlerini, içlerinde o'nun adı anılıyor diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir!...
and who are more unjust than those who prevent the name of allah from being mentioned in his mosques and strive toward their destruction.

podgorica yakınlarındaki mareza köyünde çiftçilikle uğraşan vasilije mugosa'ya göre, çevre felaketinin en önemli örneklerinden biri, podgorica'ya içme suyu verilen mareza nehri.
vasilije mugosa, a farmer from the village of mareza, near podgorica, told setimes that the ecological disaster is epitomised by the mareza river, from which podgorica draws drinking water.