Добавлены профессиональными переводчиками и компаниями и на основе веб-страниц и открытых баз переводов.
Çünkü makedonya ve ahayada bulunanlar, yeruşalimdeki kutsallar arasında yoksul olanlar için yardım toplamayı uygun gördüler.
probaverunt enim macedonia et achaia conlationem aliquam facere in pauperes sanctorum qui sunt in hierusale
‹‹bir gün yoksul adam öldü, melekler onu alıp İbrahimin yanına götürdüler. sonra zengin adam da öldü ve gömüldü.
factum est autem ut moreretur mendicus et portaretur ab angelis in sinum abrahae mortuus est autem et dives et sepultus est in infern
Ücretini her gün, güneş batmadan ödeyeceksiniz. yoksul olduğu için güvencesi odur. yoksa sana karşı rabbe haykırır ve sen de günah işlemiş sayılırsın.
sed eadem die reddes ei pretium laboris sui ante solis occasum quia pauper est et ex eo sustentat animam suam ne clamet contra te ad dominum et reputetur tibi in peccatu
‹‹tanrınız rabbin size vereceği ülkenin herhangi bir kentinde yaşayan kardeşlerinizden biri yoksulsa, yüreğinizi katılaştırmayın, yoksul kardeşinize elisıkı davranmayın.
si unus de fratribus tuis qui morantur intra portas civitatis tuae in terra quam dominus deus tuus daturus est tibi ad paupertatem venerit non obdurabis cor tuum nec contrahes manu
İsa öğrencilerini yanına çağırarak, ‹‹size doğrusunu söyleyeyim›› dedi, ‹‹bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha çok para attı.
et convocans discipulos suos ait illis amen dico vobis quoniam vidua haec pauper plus omnibus misit qui miserunt in gazofilaciu
rab natanı davuta gönderdi. natan davutun yanına gelince ona, ‹‹bir kentte biri zengin, öbürü yoksul iki adam vardı›› dedi,
misit ergo dominus nathan ad david qui cum venisset ad eum dixit ei duo viri erant in civitate una unus dives et alter paupe
bütün yeruşalim halkını, komutanları, yiğit savaşçıları, zanaatçıları, demircileri, toplam on bin kişiyi sürgün etti. yahuda halkının en yoksul kesimi dışında kimse kalmadı.
et transtulit omnem hierusalem et universos principes et omnes fortes exercitus decem milia in captivitatem et omnem artificem et clusorem nihilque relictum est exceptis pauperibus populi terra
yoksul bir dul kadının oraya iki bakır para attığını görünce, ‹‹size gerçeği söyleyeyim›› dedi, ‹‹bu yoksul dul kadın herkesten daha çok verdi.
vidit autem et quandam viduam pauperculam mittentem aera minuta du
ama yoksul adamın satın alıp beslediği küçük bir dişi kuzudan başka bir hayvanı yoktu. kuzu adamın yanında, çocuklarıyla birlikte büyüdü. adamın yemeğinden yer, tasından içer, koynunda uyurdu. yoksulun kızı gibiydi.
pauper autem nihil habebat omnino praeter ovem unam parvulam quam emerat et nutrierat et quae creverat apud eum cum filiis eius simul de pane illius comedens et de calice eius bibens et in sinu illius dormiens eratque illi sicut fili