Вы искали: aşağılayıcı (Турецкий - Чешский)

andolsun ki biz İsrailoğullarını o aşağılayıcı azabdan kurtardık.
i zachránili jsme syny israele od muk potupných:

İnkâr edip ayetlerimizi yalalayanlara gelince, onlar için aşağılayıcı bir azap öngörülmüştür.
však těm, kdož neuvěřili a vylhanými nazývali znamení naše, určen jest trest potupný.

allah'a ve elçisine hakaret edenlere, allah dünya ve ahirette lanet eder ve onlar için aşağılayıcı bir ceza hazırlamıştır.
věru ty, kdož urážejí boha a posla jeho, bůh prokleje na tomto i onom světě a připraví pro ně trest zahanbující.

nihayet, onlara dünya hayatında aşağılayıcı azabı tattırmak için uğursuz günlerde üzerlerine sert bir rüzgar gönderdik. ahiret azabı ise daha aşağılayıcıdır ve onlar yardım görmezler.
a vyslali jsme proti nim vichřici svištivou ve dnech neblahých, abychom jim dali okusit trest zahanbující v tomto životě pozemském, však trest života budoucího ještě více zahanbující bude a pomoci se jim nedostane.

İnsanlardan bazısı var ki, halkı bilgisizce allah'ın yolundan saptırmak ve onu hafife almak için temelsiz hadislere sarılırlar. onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
mezi lidmi je i jeden, jenž bez jakéhokoliv vědění zábavné povídání nakupuje, aby tak svedl lidi z cesty boží, z níž posměšky si tropí - a to jsou ti, kteří se trestu zahanbujícího dočkají

Şüphesiz ki allah'a ve resulü'ne eziyet verenlere allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmiştir. onlara aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır.
věru ty, kdož urážejí boha a posla jeho, bůh prokleje na tomto i onom světě a připraví pro ně trest zahanbující.

ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, yüksek kurulda yargılanacaktır. kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir.
ale jáť pravím vám: Že každý, kdož se hněvá na bratra svého bez příčiny, povinen k soudu státi. kdož by pak řekl bratru svému: rácha, povinen bude před radou státi; a kdož by řekl: blázne, povinen bude pekelný oheň trpěti.

Örneğin; yunus'un halkı: İnandıkları zaman, bu dünya hayatındaki aşağılayıcı azabı kendilerinden kaldırdık. bir süreye kadar onları nimetlerle yaşattık.
a když uvěřili, odvrátili jsme od nich v životě pozemském trest zahanbující a nechali jsme jim užívati ho po dobu určitou.

bayağı insanlardan kimi de vardır ki, bilgisizce allah yolundan saptırmak ve onu eğlence yerine tutmak için laf eğlencesi (veya boş söz) satın alırlar. İşte onlar için aşağılayıcı bir azab vardır.
mezi lidmi je i jeden, jenž bez jakéhokoliv vědění zábavné povídání nakupuje, aby tak svedl lidi z cesty boží, z níž posměšky si tropí - a to jsou ti, kteří se trestu zahanbujícího dočkají

hangi toplum inanırsa, inancı ona yarar sağlar. Örneğin; yunus'un halkı: İnandıkları zaman, bu dünya hayatındaki aşağılayıcı azabı kendilerinden kaldırdık.
a kdyby bylo uvěřilo kterékoliv město, byla by prospěla mu víra jeho: však stalo se tak pouze lidu jonÁŠovu.