Добавлены профессиональными переводчиками и компаниями и на основе веб-страниц и открытых баз переводов.
a la suite de cette plaie, l`Éternel dit à moïse et à Éléazar, fils du sacrificateur aaron:
Ölümcül hastalık son bulunca rab, musayla kâhin harun oğlu elazara, ‹‹İsrail topluluğunun ailelerine göre sayımını yapın›› dedi, ‹‹savaşabilecek durumdaki yirmi ve daha yukarı yaştaki bütün erkekleri sayın.››
lorsque vous serez entrés dans le pays de canaan, dont je vous donne la possession; si je mets une plaie de lèpre sur une maison du pays que vous posséderez,
‹‹size mülk olarak vereceğim kenan ülkesine gittiğiniz zaman, ülkenizdeki bir eve küf hastalığı gönderirsem,
et quand il aura vu que la lèpre couvre tout le corps, il déclarera pur celui qui a la plaie: comme il est entièrement devenu blanc, il est pur.
kâhin hastaya bakacak ve bedenini hastalık saran kişiyi temiz ilan edecektir. yaralar beyazlaşmış ve temizdir.
aussi longtemps qu`il aura la plaie, il sera impur: il est impur. il habitera seul; sa demeure sera hors du camp.
hastalığı devam ettiği sürece kirli sayılacaktır, çünkü kirlenmiştir. halktan uzak, ordugahın dışında yaşamalıdır.››
le sacrificateur examinera la plaie. s`il voit qu`elle offre sur les murs de la maison des cavités verdâtres ou rougeâtres, paraissant plus enfoncées que le mur,
duvarlara yayılan küfe bakacak. eğer küf yeşilimsi ya da kırmızımsı lekeler halindeyse ve duvarın içine işlemişse,
mais pardonne mon péché pour cette fois seulement; et priez l`Éternel, votre dieu, afin qu`il éloigne de moi encore cette plaie mortelle.
‹‹lütfen bir kez daha günahımı bağışlayın ve tanrınız rabbe dua edin; bu ölümcül belayı üzerimden uzaklaştırsın.››
c`est un homme lépreux, il est impur: le sacrificateur le déclarera impur; c`est à la tête qu`est sa plaie.
adam deri hastalığına yakalanmıştır. kirlidir. başındaki yaradan ötürü kâhin kesinlikle onu kirli ilan edecektir.
aaron prit le brasier, comme moïse avait dit, et courut au milieu de l`assemblée; et voici, la plaie avait commencé parmi le peuple. il offrit le parfum, et il fit l`expiation pour le peuple.
harun musanın dediğini yaparak buhurdanını alıp topluluğun ortasına koştu. halkın arasında öldürücü hastalık başlamıştı. harun buhur sunarak topluluğun günahını bağışlattı.