You searched for: i don't mean anything to you (Engelska - Turkiska)

i don't have anything to give to you.
sana verecek bir şeyim yok.

i don't mean you.
sizi kasdetmiyorum.

i don't have anything to eat.
yiyecek bir şeyim yok.

i don't have anything to declare.
bildirecek bir şeyim yok.

doesn't that mean anything to you?
bu sana bir şey ifade etmiyor mu?

i don't have anything to do right now.
Şu anda yapacak bir işim yok.

i don't know what to say to you
ne diyecegimi bilemiyorum

i don't want to listen to you.
sizi dinlemek istemiyorum.

that name doesn't mean anything to me.
o isim bana hiçbir anlam ifade etmiyor.

i don't mean to object to your proposal.
amacım önerine itiraz etmek değil.

i don't think he has anything to do with the matter.
onun konu ile ilgisi olduğunu sanmıyorum.

i don't mean to poke my nose into your affairs.
İşlerine burnumu sokmaya niyetim yok.

i don't mean that for a moment.
bir anlığına bile bunu kast etmedim.

did a policeman say anything to you?
bir polis size bir şey söyledi mi?

and by "why" i don't mean "to make a profit."
ve "niçin" ile demek istediğim "kâr yapmak değil."

now, i don't know how that happened, and i didn't have anything to do with it, i promise you.
tam olarak nasıl olduğunu bilmiyorum, ve sizi temin ederim ki bu salgın ile hiç bir ilgim yok.

i don't care where we eat dinner. it's entirely up to you.
akşam yemeğini nerede yediğimiz benim için dert değil. o tamamen sana kalmış.

but long beards don't mean anything and should not be connected with terrorists.
ama sakallar bir şey ifade etmemeli ve teröristler ile bağdaştırılmamalı.

and i don't mean to understate how important it is to restore basic function.
bunu derken temel işlevin iyileştirilmesinin ne kadar önemli olduğu küçümsemiyorum.

i don't mean children. i mean the child of the state.
ben genel olarak çocuklar demiyorum, devletin çocuğu diyorum.