You searched for: i had never hearding him before you told me (Engelska - Turkiska)

i had never seen an airplane before.
daha önce hiç uçak görmemiştim.

i'll never forget what you told me.
bana söylediğini asla unutmayacağım.

i had never been late for school before.
daha önce asla okula geç kalmadım.

i had never heard the word amerasian before.
o güne kadar amerasyalı diye bir tabir duymamıştım

i had never met anyone quite like tom before.
daha önce tom'a oldukça benzeyen biriyle karşılaşmadım.

i had never seen her.
onu hiç görmemiştim.

i had been to the hospital before you came.
sen gelmeden önce hastanedeydim.

i had never before thought of myself as a creative person.
daha önce kendimi yaratıcı bir insan olarak hiç düşünmemiştim.

i had never seen an internet.
hiç internet görmemiştim.

i had never been outside nigeria.
hiç nijerya'dan dışarı çıkmamıştım.

i recognized him at once, because i had seen him before.
onu hemen tanıdım, çünkü onu daha önce görmüştüm.

i'm glad you told me that, very nice
iyi ki bunu bana söyledin çok güzel

i had never seen a more beautiful sight.
daha güzel bir manzara hiç görmedim.

i had never felt more alone than at that time.
asla o zaman hissettiğimden daha fazla yalnız hissetmemiştim.

have you told me everything?
bana her şeyi söyledin mi?

until last night, i had never sung in french.
dün geceye kadar, hiç fransızca şarkı söylemedim.

and when i came at age 22 to live on fernandina, let me just say, that i had never camped before.
ben 22 yaşında fernandina'ya yaşamaya geldiğimde müsadenizle söyleyeyim, daha önce hiç kamp yapmamıştım.

i didn't go out at all because you told me not to.
Çıkmamamı söylediğin için hiç dışarı çıkmadım.

"and that i had never known, how my account is?
"hesabımı hiç bilmeseydim."

ah, would that i had never taken such an one for friend!
and olsun ki beni, bana gelen kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor" der.