You searched for: in case it rains, i won't go (Engelska - Turkiska)

in case it rains, i won't go.
yağmur yağması halinde, gitmem.

if it rains tomorrow, i won't go.
yarın yağmur yağarsa, gitmeyeceğim.

i won't go.
gitmeyeceğim.

i won't go back.
geri gitmeyeceğim.

unless it rains, i will go, too.
yağmur yağmazsa ben de dışarı çıkacağım.

i won't go into that.
bu konuya hiç girmeyeceğim.

i won't go back there.
oraya geri gitmeyeceğim.

if it is raining, i won't go out tonight.
yağmur yağıyorsa bu gece dışarı çıkmam.

i won't go skating today.
bugün buz patenine gitmeyeceğim.

i won't go unless i see you
seni görmeden gitmem

i won't go anywhere without you.
sen olmadan bir yere gitmeyeceğim.

the third reason, i won't go into.
Üçüncü nedeni söylemeyeceğim.

no matter what anyone says, i won't go.
kim ne derse desin gitmeyeceğim.

i think you'd better take an umbrella in case it rains.
bence yağmur yağarsa diye bir şemsiye alman daha iyi olur.

in case it is compatible
uyumluysa

but still as i wonder, i won't go under.
ama hala çuvallayacak mıyım diye merak ediyorum?

in case it is spilled dissolved,
suda erimiş halde dökülmesi durumunda

and when it rains hard rain, i scream and i run in circles.
ve yağmur kuvvetlice yağdığında, çığlık atıyor ve çemberler çiziyorum koşarak.

in case it is burned, hazardous gases occur.
yakılması halinde tehlikeli gazlar açığa çıkartır.

you can even put in orbit around the earth where we could mine it, although that's a whole other thing. i won't go into that.
hatta onu, dünya'nın yörüngesine bile oturtup mayın çıkarabiliriz. tabii bu, bambaşka bir konu. oraya girmeyeceğim bile.