You searched for: the party's a real banger (Engelska - Turkiska)

the party's over.
parti bitti.

he's a real man.
o erkek bir adam.

he's a real gentleman.
o gerçek bir beyefendi.

it's a real winner!
gerçekten kaliteli olan bu kamera, fotoğrafseverlerin uzun bir süre keyifle kullanabilecekleri bir ürün.

here's a real simple example.
burada çok basit bir örnek var.

it's a real pleasure to be here.
burada olmak gerçekten bir zevk.

now look at that. that's a real lung.
Şimdi şuna bir bakın. bu gerçek bir akciğer.

and that's a real fantastic bull's eye.
ve bu gerçekten fantastik bir tepecamı.

i'm a real man.
ben gerçek bir erkeğim.

developing the skycar has been a real challenge.
... hava arabasını geliştirmek gerçek bir mücadeleydi.

he is a real fool.
o, gerçek bir aptaldır.

a real time strategy game.
gerçek zamanlı bir strateji oyunu.

function of a real variable
gerçek işlev

i found a real bargain.
ben gerçek bir kelepir buldum.

and i'm making a real plea here.
ve ben burada gerçek bir savunma yapıyorum.

"i am a real family girl.
gaga "ben gerçek bir aile kızıyım.

a real friend is like a rare bird.
gerçek bir arkadaş ender bir kuş gibidir.

this is indeed a real blessing.”
bu apaçık bir lütuftur."

there is a real problem with snobbery.
züppelikle ilgili gerçek bir sorun var.

"in fact, it is not a real medicine.
setimes'a konuşan kena, "aslında bu gerçek bir ilaç değil, akreplerden elde edilen bir yağ.