You searched for: widespread (Engelska - Turkiska)

widespread dust
geniş toz bulutu

widespread ectatic plaque
yaygin ektatik plakli

discrimination remains widespread.
ayrımcılık, yaygın olarak görülen bir mesele olmaya devam ediyor.

finger-pointing was widespread.
suçlamalar yaygındı.

widespread ectatic plaque;; ao:
yaygin ektatik plakli ; ao:

and this is a very widespread phenomena.
ve bu çok yaygın bir fenomen.

the most widespread is the palladius system.
bu sistemin 3500 yılı bulan bir tarihi vardır.

in macedonia, there has been widespread disappointment.
makedonya'da yaygın bir hayal kırıklığı yaşandı.

the cuts had led to widespread anxiety in turkey.
kesintiler türkiye'de ülke çapında endişelere yol açmıştı.

"corruption remains widespread," the report says.
raporda, "yolsuzluk yaygın olmaya devam ediyor." ifadesi yer aldı.

chinese and greek food also are widespread and popular.
Çin ve yunan yemekleri de yaygın ve popülerdirler.

although this phenomenon is less widespread now, it remains.
bu olay artık çok daha az yaygın olmasına karşın hala var.

overishing is still widespread in all pan‑european seas.
aşırı avlanma tüm pan-avrupa ülkelerinde hala yaygındır.

neither author expects the cause to win widespread acceptance.
her iki yazar da davayı

six serbs killed in a cafe, prompting widespread serb protests.
altı sırp vatandaşın bir kafede öldürülmesi, sırplar arasında geniş çaplı protestolara yol açtı.

it follows widespread complaints that the existing system is undemocratic.
tasarı, mevcut sistemin antidemokratik olduğu yönünde geniş bir kesimden yükselen şikayetlerin ardından geldi.

fear of retaliation by the mafia is widespread among local journalists.
mafya tarafından misillemeye uğrama korkusu, yerel gazeteciler arasında yaygın şeklinde yerleşmiş durumda.

" it was not until the late 1990s that this usage was widespread.
1990’ların sonuna kadar bu kullanım yaygın değildi.

discouraging realities appear to have engendered widespread apathy among the respondents.
cesaret kırıcı gerçeklerin katılımcılar arasında yaygın bir kayıtsızlığa neden olduğu görülüyor.

experts from who say that more must be done to address this widespread social problem.
who uzmanları bu yaygın toplumsal meselenin çözülmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini söylüyor.