Från professionella översättare, företag, webbsidor och fritt tillgängliga översättningsdatabaser.
Él te ha revelado la escritura con la verdad, en confirmación de los mensajes anteriores. Él ha revelado la toro y el evangelio
(resulüm!) o, sana kitab'ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak indirdi, tevrat ile İncil'i ve furkan'ı indirmişti.
¿por qué disputáis de abraham, siendo así que la tora y el evangelio no fueron revelados sino después de él?
tevrat da, İncîl de kendisinden çok sonra gönderildikleri halde, ne diye İbrâhim hakkında iddialaşıyorsunuz?
no hacéis nada de fundamento mientras no observéis la tora. el evangelio y la revelación que habéis recibido de vuestro señor».
siz, tevrat'ı, İncil'i ve rabbinizden size indirileni hakkıyle uygulamadıkça, (doğru) bir şey (yol) üzerinde değilsinizdir" de.
como ya lo hemos dicho, ahora mismo vuelvo a decir: si alguien os está anunciando un evangelio contrario al que recibisteis, sea anatema
daha önce söylediğimizi şimdi yine söylüyorum: bir kimse size kabul ettiğinize ters düşen bir müjde bildirirse, ona lanet olsun!
porque si anuncio el evangelio, no tengo de qué jactarme, porque me es impuesta necesidad; pues ¡ay de mí si no anuncio el evangelio
müjdeyi yayıyorum diye övünmeye hakkım yok. Çünkü bunu yapmakla yükümlüyüm. müjdeyi yaymazsam vay halime!
combaten por alá: matan o les matan. es una promesa que le obliga, verdad, contenida en la tora. en el evangelio y en el corán.
onlar allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler; (bu,) tevrat'ta, İncil'de ve kur'an'da o'nun üzerine gerçek olan bir vaaddir.
a causa de la esperanza reservada para vosotros en los cielos, de la cual habéis oído en la palabra de verdad del evangeli
İmanınız ve sevginiz göklerde sizin için saklı bulunan umuttan kaynaklanıyor. bu umudun haberini gerçeğin bildirisinden, size daha önce ulaşan müjdeden aldınız. müjde, onu işittiğiniz ve tanrının lütfunu gerçekten anladığınız günden beri aranızda olduğu gibi, bütün dünyada da meyve vermekte, yayılmaktadır.