You searched for: sen ne diyon amk (Turkiska - Kinesiska (förenklad))

sen ne diye bu işi işledin ey samiri dedi musa.
穆萨说：撒米里啊！你怎么了？

sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.
你虽然切望世人信道，但他们大半是不信道的。

ama sen, ne kadar istesen de, yine insanların çoğu inanacak değillerdir.
你虽然切望世人信道，但他们大半是不信道的。

sen ne kadar üstlerine düşersen düş, gene de insanların çoğu imana gelmez.
你虽然切望世人信道，但他们大半是不信道的。

sen ne ölülere işittirebilirsin, ne de arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı duyurabilirsin.
你必不能使死人听（你讲道），你必不能使退避的聋子听你呼唤。

artık öğüt ver, gerçekten de rabbinin nimeti sayesinde sen, ne kahinsin, ne deli.
你应当教诲众人，因为借你的主的恩典，你不是一个占卜者，也不是一个疯人。

nereden bileceksin sen nedir târık?
你怎能知道启明星是什麽？

(resulüm!) sen öğüt ver. rabbinin lütfuyla sen ne bir kahinsin, ne de bir deli.
你应当教诲众人，因为借你的主的恩典，你不是一个占卜者，也不是一个疯人。

artık hatırlat, öğüt ver! rabbinin nimetine yemin olsun ki, sen ne kâhinsin ne de cin çarpmış.
你应当教诲众人，因为借你的主的恩典，你不是一个占卜者，也不是一个疯人。

ve musa'ya o emri verip takdirimizi yerine getirdiğimiz zaman sen, ne batı tarafındaydın, ne de görüyordun onu.
当我以我的命令启示穆萨的时候，你没有在西山边，也没有亲眼看见。

(ey muhammed!) sen hatırlat, öğüt ver. rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn.
你应当教诲众人，因为借你的主的恩典，你不是一个占卜者，也不是一个疯人。

petrus, ‹‹sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!›› dedi. tam o anda, petrus daha konuşurken horoz öttü.
彼 得 說 、 你 這 個 人 、 我 不 曉 得 你 說 的 是 甚 麼 ． 正 說 話 之 間 、 雞 就 叫 了

bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberleridir. ne sen, ne de senin halkın bundan önce onları bilmezdi. sabret. sonuç, erdemlilerindir.
这是部分幽玄的消息，我把它启示你。以前，你和你的宗族都不知道它，故你应当坚忍。善果归于敬畏的人们。

(ey muhammed), sen hatırlat, öğüt ver. rabbinin ni'meti sayesinde sen ne kahinsin, ne de mecnun.
你应当教诲众人，因为借你的主的恩典，你不是一个占卜者，也不是一个疯人。

nihayet bize geldiğinde, "keşke benimle senin aranda iki doğu arası kadar uzaklık olsaydı; sen ne kötü bir arkadaş mışsın sen!" der.
待无视者来到我那里的时候，他对他的朋友说：但愿我和你之间，有东西两方的距离，你这朋友真恶劣！

nihayet kıyamet günü bize gelince, arkadaşına: "keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı. sen ne kötü arkadaşmışsın!" der.
待无视者来到我那里的时候，他对他的朋友说：但愿我和你之间，有东西两方的距离，你这朋友真恶劣！

(ey muhammed), bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. ne sen, ne de kavmin, daha önce bunları bilmiyordunuz. o halde sabret, sonuç korunanlarındır.
这是部分幽玄的消息，我把它启示你。以前，你和你的宗族都不知道它，故你应当坚忍。善果归于敬畏的人们。