Şunu aradınız:: والفريسيين, والفريسيين (Arapça - Türkçe)

وكان تلاميذ يوحنا والفريسيين يصومون. فجاءوا وقالوا له لماذا يصوم تلاميذ يوحنا والفريسيين واما تلاميذك فلا يصومون.
yahyanın öğrencileriyle ferisiler oruç tutarken, bazı kişiler İsaya gelip, ‹‹yahyanın ve ferisilerin öğrencileri oruç tutuyor da senin öğrencilerin neden tutmuyor?›› diye sordular.

فاجاب يسوع وكلم الناموسيين والفريسيين قائلا هل يحل الابراء في السبت.
İsa, kutsal yasa uzmanlarına ve ferisilere, ‹‹Şabat günü bir hastayı iyileştirmek kutsal yasaya uygun mudur, değil midir?›› diye sordu.

فاني اقول لكم انكم ان لم يزد بركم على الكتبة والفريسيين لن تدخلوا ملكوت السموات
size şunu söyleyeyim: doğruluğunuz din bilginleriyle ferisilerinkini aşmadıkça, göklerin egemenliğine asla giremezsiniz!››

حينئذ اجاب قوم من الكتبة والفريسيين قائلين يا معلّم نريد ان نرى منك آية.
bunun üzerine bazı din bilginleri ve ferisiler, ‹‹Öğretmenimiz, senden doğaüstü bir belirti görmek istiyoruz›› dediler.

فجاء الخدام الى رؤساء الكهنة والفريسيين. فقال هؤلاء لهم لماذا لم تأتوا به.
görevliler geri dönünce, başkâhinlerle ferisiler, ‹‹niçin onu getirmediniz?›› diye sordular.

فأخذ يهوذا الجند وخداما من عند رؤساء الكهنة والفريسيين وجاء الى هناك بمشاعل ومصابيح وسلاح.
böylece yahuda yanına bir bölük askerle başkâhinlerin ve ferisilerin gönderdiği görevlileri alarak oraya geldi. onların ellerinde fenerler, meşaleler ve silahlar vardı.

ألعل احدا من الرؤساء او من الفريسيين آمن به.
‹‹Önderlerden ya da ferisilerden ona iman eden oldu mu hiç?