Şunu aradınız:: ægyptiske (Danca - Türkçe)

- Ægyptiske...
mısırlılar...

de var ægyptiske.
onlara mısır'a aitti.

disse er ægyptiske hieroglyffer.
bunlar mısır hiyeroglifleri.

mange ægyptiske guder var wesen.
- ben de onu soracaktım. pek çok mısır tanrısı wesen'dır.

den nye ægyptiske regering kalder den uvurderlig.
mısır'daki yeni hükümet, bunun ulusal bir hazine haliyle de yerine konulamaz bir eser olduğu düşüncesinde.

jeg besøgte louvres ægyptiske samling i morges.
bu sabah louvre müzesi'nin mısır bölümüne yeniden gittim.

jeg vil klare vores ægyptiske ven men hvad med alex?
mısırlı arkadaşımızla ben ilgilenirim ama alex'le kim ilgilenecek?

sendingerne ligner ægyptiske souvenirer men de er røntgensikre forme.
kendisine gönderilen kargo, ucuz bir hediyelik eşyaya benziyor. gerçekte ise...

den skulle være den nye base for ægyptiske al-qaeda-terrorister.
orayı el kaide teröristlerinin yeni üssü haline getirecekti.

beskrive livet efter døden, som det skildres i den gamle ægyptiske mytologi.
eski mısır mitolojisin de... ölümden sonraki yaşamı tasvir ediyorduk.

Ægyptiske, græske, asiatiske, amerikanske boksere, der alle gjorde kamp til videnskab.
mısırlılar! yunanlar! asyalılar!

vii du have et tip? hun var den sidste ptoiemæer og dermed den sidste ægyptiske farao.
Ölümüyle eski mısır'daki batlamyus hanedanı sona erdi, böylece o, son firavun oldu.

- jeg holder den! er det sandt, at ægyptiske piger maler deres øjne?
mısırlı kızların gözlerini boyadığı doğru mu?

massefragmentet, som jeg tog fra p3x-298. det stammer fra den før-dynastiske ægyptiske periode.
p3x-298'den gelen maske parçası dünya'da hanedan öncesi mısır'a ait olarak belirlenmiş.

gamle ægyptiske hieroglyffer... afbilleder osiris, underverdenens gud... herskeren over de døde, som kommandør over en hær af store sorte biller.
eski mısır hiyoroglifleri yeraltı tanrısı osirus'u kocaman kara böceklere hükmeder şekilde tasvir eder.

men de Ægyptiske koglere gjorde det samme ved hjælp af deres hemmelige kunster, og faraos hjerte blev forhærdet, så han ikke hørte på dem, således som herren havde sagt.
mısırlı büyücüler de kendi büyüleriyle aynı şeyi yaptılar. rabbin söylediği gibi firavun inat etti ve musayla harunu dinlemedi.

prins af memphis, tyvenes prins, elsket af nilguden, etiopiens besejrer, general over generaler, kommandør over den ægyptiske hær, og mudderets mand!
memfis prensi, hırsızlar prensi, nil tanrısının sevgilisi, etiyopya fatihi, generallerin generali, mısır ordusu komutanı, ve çamur adam!

men jordemødrene svarede farao: "hebræerkvinderne er ikke som de Ægyptiske kvinder, de har let ved at føde; inden jordemoderen kommer til dem, har de allerede født!"
ebeler, ‹‹İbrani kadınlar mısırlı kadınlara benzemiyor›› diye yanıtladılar, ‹‹Çok güçlüler. daha ebe gelmeden doğuruyorlar.››

- hans kappe er ikke ægyptisk.
- kimin umrunda?