Şunu aradınız:: letsindighed (Danca - Türkçe)

en eller andens syge letsindighed.
biri şaka yapmaya çalışmış.

der er ikke plads til letsindighed fra vores side.
bizim için bu bir şaka konusu değil.

jeg var forfærdet, både over mors letsindighed og roman.
hem annemin gözü karalığından hem de roman'dan korkmuştum.

det er menneskets letsindighed, at tro vi er i toppen af fødekæden.
besin zincirinin en üstünde olduğumuza inanmamız aptallıktan başka bir şey değil.

jeg bør vel være glad for, at deres forfængelighed kom i vejen for deres letsindighed.
kibrinin, pervasızlığının önüne geçmiş olmasına minnettar olmalıyım sanırım.

din letsindighed, dine fejl er grunden til, at du ikke hører efter, hvad de siger.
pervasızlığın, hataların, sana "dünyayı değiştiremezsin, dinlemiyorsun." deme sebebidir.

selvom det er utilsigtet, må jeg advare dig om, at din letsindighed og ubetænksomhed giver folk grund til at snakke om dig.
farkında olmayarak, düşüncesiz ve ihmalkâr bir tutum sergileyerek insanlara hakkında konuşacak mahal vermeniz hususunda seni uyarmak istedim.

bob var sikker på, at han var blevet gennemskuet og at jesse kunne forudse hvert eneste af bobs træk og kun spillede uskyldig for at lokke bob til dum ro og letsindighed.
bob, adamın onu çözdüğünden buraya gelmesinin ardındaki sebepleri anladığından, jesse'nin bob'un atabileceği mümkün olan her adımı ve niyetini önceden tahmin edebildiğinden ve sadece bob'u aptal bir sükunet ve hesapsız bir davranış içerisine sürüklemek amacıyla numara yaptığından emindi.

"jeg agter deres familie, men har jeg fået dem til at tro på mere, bebrejder jeg mig for mit letsind."
"İfade etmek istediğimden daha fazla bir düşünceye neden olduysam kendimi biraz daha geri çekmediğim için pişmanlık duyuyorum."