Şunu aradınız:: taire (Fransızca - Türkçe)

se taire
sus

propriétaire & #160;:
sahip:

l'utilisateur propriétaire du processus.
bu sürecin sahibi olan kullanıcı.

conserver le propriétaire (superutilisateur uniquement)
sahibi koru (sadece yönetici)

vous n'êtes pas propriétaire du serveur message
mesaj sunucusuna sahip değilsiniz

mais comment me taire quand, depuis plus de quinze ans, nous voyons ce que même un
fakat bir insan nasıl 15 yıldan fazla süren, gördüğüm, bir cerrahın bile görmeye alışamadığı şeyler karşısında sessiz kalabilir?

comment me taire quand ces mêmes raisons économiques ont conduit à l’usage du viol
ne zaman tecavüz edilmiş bir kadın görsem karımla, ne zaman tecavüz edilmiş bir anne görsem kendi annem ile ve her istismar edilmiş çocukta kendi çocuklarım ile özdeşleştiriyorum.

comment me taire quand nous savons que ces crimes contre l’humanité sont planifiés avec un mobile bassement économique ?
İnsanlığa karşı işlenilen bu suçların ekonomik bir gündem yüzünden olduğunu bilerek nasıl sessiz kalınabilir?

un temps pour déchirer, et un temps pour coudre; un temps pour se taire, et un temps pour parler;
susmanın zamanı var, konuşmanın zamanı var.

tes vains propos feront-ils taire les gens? te moqueras-tu, sans que personne te confonde?
sen alay edince kimse seni utandırmasın mı?

plusieurs le reprenaient, pour le faire taire; mais il criait beaucoup plus fort; fils de david, aie pitié de moi!
birçok kimse onu azarlayarak susturmak istediyse de o, ‹‹ey davut oğlu, halime acı!›› diyerek daha çok bağırdı.

ce que j'ai observé à cette occasion me surprend toujours : les gouvernements ne savent pas ouvrir des discussions avec les manifestants mais utilisent leur énergie pour les faire taire.
bu gösterilerde gözlemlediklerim beni hâlâ şaşırtmaya devam ediyor: yöneticiler göstericilerle oturup konuyu tartışmak yerine, enerjilerini göstericilerin seslerini bastırmaya harcıyorlar.

caleb fit taire le peuple, qui murmurait contre moïse. il dit: montons, emparons-nous du pays, nous y serons vainqueurs!
kalev, musanın önünde halkı susturup, ‹‹oraya gidip ülkeyi ele geçirelim. kesinlikle buna yetecek gücümüz var›› dedi.

chaque femme violée, je l’identifie à ma femme ; chaque mère violée à ma mère et chaque enfant violé à mes enfants.comment pouvons-nous nous taire ?
doctor mukwege panzi hastanesinde, kongo demokratik cumhuriyeti