Şunu aradınız:: vaststellen (Hollandaca - Türkçe)

- vaststellen positie.
-gemi taranıyor.

een tijdpad vaststellen.
- bir zaman çizelgesi oluşturuyor.

kan tijdzone niet vaststellen
zaman dilimi tespit edilemiyor.

dat wil ik zelf vaststellen.
biz iyiyiz. buna ben karar vermek isterim.

mag ik dat even vaststellen?
bunu bildirebilir miyim? - tabii! - merhaba.

- dat wil ik zelf vaststellen.
bunu kendim duymak isterim.

- kan je de bron vaststellen?
kaynağın yerini tespit edebilir misin?

hij kan ziekten vaststellen door
hastanın idrarından hastalığını teşhis edebildiğini söylüyorlar.

dat kunnen we niet vaststellen.
belirleyemiyoruz.

hoe kunnen ze dat vaststellen ?
bunu nasıl bilsinler?

- we moeten eerst vaststellen...
- Önce ne olduğunu anlamamız... - h?

- had u dat kunnen vaststellen?
- peki bunu belirleyebilir miydiniz?

- externe factoren vaststellen, hè?
başla. harika. artma/ azalma, değil mi?

een punt van orde vaststellen, voorzitter.
- evet, bahsedeceğim. gündem konusu, başkan.

- ik moest eerst vaststellen wat...
- nelerin çalındığını teyit etmeliydim.

-ja, dat moeten we even vaststellen.
yani mesela, ölümüne mi? muhtemelen bunu belirlememiz gerekecek.

- ik zal z'n identiteit vaststellen.
Önce ben adamı tam olarak teşhis edeyim.

edelachtbare, moeten we toelating vaststellen?
sayın hâkim, bağlantı kurmaya gerek var mı?

dat kunnen we nooit vaststellen zonder...
bir şey söylemek gerçekten...

- we moeten z'n groep vaststellen.
-kan grubuna bakmamız gerek.