Şunu aradınız:: predavanjima (Hırvatça - Türkçe)

"predavanjima na pravnom fakultetu nazoči nekoliko stotina studenata.
vukceviç, "hukuk fakültesindeki derslere yüzlerce öğrenci giriyor.

pokazalo se da njihovo prikazivanje na predavanjima može biti i fizički zahtjevno.
bunları sınıfta göstermesi fiziksel açıdan gayet yıpratıcı olabilir.

sudionici će dobiti praktično znanje o bugarskoj te nazočiti posebnim predavanjima.
katılımcılar pratik bulgarca bilgisi edinip özel derslere katılabilecekler.

njemačka zaklada i makedonska ustanova za visoko školstvo surađivale su na organiziranju seminara s predavanjima o političkom vodstvu i diplomaciji za mlade makedonce.
bir alman vakfıyla bir makedon yüksek öğrenim kurumu, makedon gençlerine siyaset yönetimi ve diplomasi öğreten bir seminerde işbirliği yaptılar.

međutim sveučilišta u bosni i hercegovini (bih) još uvijek su okrenuta velikom broju studenata na predavanjima i ispitu koji odlučuje sve.
ancak bosna-hersek'teki (bh) üniversitelerin hala büyük ders amfileri üzerinde yoğunlaşmasının yanısıra her şeyi finaller belirliyor.

u međuvremenu u utorak, turski parlament ponovno je usvojio kontroverzni zakon kojim se amnestiraju studenti izbačeni sa sveučilišta, uključujući žene isključene zbog nošenja tradicionalnih marama na predavanjima.
Öte yandan salı günü, türk parlamentosu derslere türbanla girdikleri için okullarından atılan kız öğrencileri de kapsayan tartışmalı üniversite affı yasasını bir kez daha kabul etti.

"predavanjima na filozofskom fakultetu u nikšiću nazoči 53 posto studenata, a znamo da, po pravilima bolonje, student može biti odsutan samo tri puta da bi mogao polagati ispit.
setimes'a konuşan jovoviç, "niksiç'teki felsefe fakültesi'nde, derslere katılım oranı %53 ve bologna kurallarına göre bir öğrencinin dersi geçebilmesi için sadece üç kez derse katılmama hakkı olduğunu biliyoruz.

pokazalo se da njihovo prikazivanje na predavanjima moze biti i fizički zahtjevno. "projektor za dijapozitive pozajmljujem od roditelja i stalno ga nosim tamo amo", kaze ona. kombinirani program -- koji podrazumijeva da studenti moraju studirati i jos nesto pored povijesti umjetnosti -- je tezak, ali studentima pruza vise mogućnosti nakon sto diplomiraju, ističe asja mandić. haris dervisević, na primjer, kaze kako će ga studiranje povijesti umjetnosti i arapskog jezika jednog dana svrstati u rijetke stručnjake u zemlji u domeni bliskoistočnog utjecaja na umjetnost.
bunları sınıfta göstermesi fiziksel açıdan gayet yıpratıcı olabilir. mandiç, "ebeveynlerimden bir slayt göstericisi alıp onu oradan oraya taşıyorum," diyerek bölümdeki malzeme yokluğuna değiniyor. Öğretim asistanı, öğrencilerin sanat tarihi yanında bir dalda daha öğrenim gördüğü birleşik programın zor olmasına karşın, öğrencilere mezun olduklarında daha fazla seçenek sunduğunu belirtiyor. Örneğin haris dervişeviç, almakta olduğu arapça ve sanat tarihi öğreniminin bir gün kendisini sanat üzerindeki orta doğu etkileri konusunda ülkedeki bir avuç uzmandan biri yapacağını söylüyor.