Şunu aradınız:: et in coe lis ego rogavi (Latince - Türkçe)

et in coe lis ego rogavi
and in the case began, i asked

intus et in cute
İntus et in cute

et in me clarificabant deu
böylece benden ötürü tanrı'yı yüceltiyorlardı.

et in moab faciam iudicia et scient quia ego dominu
böylece moavı cezalandıracağım. o zaman benim rab olduğumu anlayacaklar.› ››

et in nomine eius gentes sperabun
uluslar da onun adına umut bağlayacak.››

videmus nunc per speculum et in aenigmate
we see now through a glass in a dark manner, and

et humilia respicit in caelo et in terr
sonsuza dek anılır doğru insan.

et in iesue et in molada et in bethfalet
bazıları yeşuada, moladada, beytpelette,

et duo ostia erant in templo et in sanctuari
ana bölümün ve en kutsal yerin çift kanatlı birer kapısı vardı.

et in domo iterum discipuli eius de eodem interrogaverunt eu
Öğrencileri evde ona yine bu konuyla ilgili bazı sorular sordular.

et emittam ignem in magog et in his qui habitant in insulis confidenter et scient quia ego dominu
magogun ve kıyıda güvenlik içinde yaşayanların üzerine ateş yağdıracağım. o zaman benim rab olduğumu anlayacaklar. tuvalın baş önderi››.

ad increpandum tantum eloquia concinnatis et in ventum verba proferti
Çaresizin sözlerini boş laf mı sayıyorsunuz?

bendecar in macces et in salebbim et in bethsemes et helon bethana
makaz, Şaalvim, beytşemeş ve elon-beythanan bölgelerinde ben-deker;

et indurabo cor eius ac persequetur vos et glorificabor in pharao et in omni exercitu eius scientque aegyptii quia ego sum dominus feceruntque it
firavunu inatçı yapacağım. onların peşine düşecek. böylece firavunla ordusunu yenerek yücelik kazanacağım. mısırlılar bilecek ki, ben rabbim.›› İsrailliler söyleneni yaptılar.

et locutus sum super prophetas et ego visionem multiplicavi et in manu prophetarum adsimilatus su
onlar aracılığıyla örnekler verdim.››

et dixi vae mihi quia tacui quia vir pollutus labiis ego sum et in medio populi polluta labia habentis ego habito et regem dominum exercituum vidi oculis mei
‹‹vay başıma! mahvoldum›› dedim, ‹‹Çünkü dudakları kirli bir adamım, dudakları kirli bir halkın arasında yaşıyorum. buna karşın kralı, her Şeye egemen rabbi gözlerimle gördüm.››

ecce ego facio nova et nunc orientur utique cognoscetis ea ponam in deserto viam et in invio flumin
Çölde yol, kurak topraklarda ırmaklar yapacağım.

et persequar eos in gladio in fame et in pestilentia et dabo eos in vexationem universis regnis terrae in maledictionem et in stuporem et in sibilum et in obprobrium cunctis gentibus ad quas ego eieci eo
kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla peşlerine düşeceğim. yeryüzündeki bütün krallıklara dehşet saçacak, kendilerini sürdüğüm bütün ülkeler arasında lanetlenecek, dehşet ve alay konusu olacak, aşağılanacaklar.

dentur nobis duo boves et illi eligant bovem unum et in frusta caedentes ponant super ligna ignem autem non subponant et ego faciam bovem alterum et inponam super ligna ignemque non subpona
bize iki boğa getirin. birini baalın peygamberleri alıp kessinler, parçalayıp odunların üzerine koysunlar; ama odunları yakmasınlar. Öbür boğayı da ben kesip hazırlayacağım ve odunların üzerine koyacağım; ama odunları yakmayacağım.

ego ero ei in patrem et ipse erit mihi in filium qui si inique aliquid gesserit arguam eum in virga virorum et in plagis filiorum hominu
ben ona baba olacağım, o da bana oğul olacak. kötülük yapınca, onu insanların değneğiyle, insanların vuruşlarıyla yola getireceğim.