Şunu aradınız:: mahara (Maori - Türkçe)

kia mahara ki te wahine a rota
lutun karısını hatırlayın!

kia mahara ki te ra hapati, kia whakatapua
‹‹Şabat gününü kutsal sayarak anımsa.

tokorima o ratou he maharakore, tokorima he mahara
bunların beşi akıllı, beşi akılsızdı.

i mahara hoki ia he hae no ratou i tukua ai ia
İsayı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu.

mahara kau ahau, ka wehi, mau pu te wehi o oku kikokiko
bedenimi titreme alıyor.

i mahara hoki ia he hae i tukua ai ia e nga tohunga nui
başkâhinlerin İsayı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu.

kia mahara kia whakanuia e koe tana mahi, e waiatatia nei e te tangata
İnsanların ezgilerle övdüğü işlerini.

i mahara hoki ia ki tana kuputapu, ki a aperahama ano, ki tana pononga
kulu İbrahime verdiği sözü anımsadı.

e matau ana hoki ia ki to tatou ahua, e mahara ana he puehu tatou
toprak olduğumuzu anımsar.

i aua patunga tapu ia e hokihoki ana te mahara ki nga hara i ia tau, i ia tau
ancak o kurbanlar insanlara yıldan yıla günahlarını anımsatıyor.

he kohi raumati ta tama ngakau mahara: he whakama ia te rawa a tama moe ngahuru
hasatta uyuyansa ailesinin yüzkarasıdır.

a ka mahara ana akonga ki te mea i tuhituhia, ka pau ahau i te aroha ki tou whare
Öğrencileri, ‹‹evin için gösterdiğim gayret beni yiyip bitirecek›› diye yazılmış olan sözü hatırladılar.

a kia mahara koe he pononga koe i ihipa i mua: me pupuri hoki, me mahi enei tikanga
mısırda köle olduğunuzu anımsayın ve bu kurallara uymaya dikkat edin.››

a i mahara te atua ki a rahera, i whakarongo hoki te atua ki a ia, a whakatuwheratia ana e ia tona kopu
tanrı raheli anımsadı, onun duasını işiterek çocuk sahibi olmasını sağladı.

a he aha tau e titiro ki te otaota i roto i te kanohi o tou teina, te mahara ki te kurupae i roto i tou
sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği farketmezsin?

a, no ka kite ratou i a ia e haere ana i runga i te moana, ka mahara he wairua, ka aue
onlar ise, gölün üstünde yürüdüğünü görünce onu hayalet sanarak bağrıştılar.

ahakoa hoki porangi matou, hei mea ia mo te atua: ahakoa ranei tika o matou mahara, hei mea mo koutou
eğer kendimizde değilsek, bu tanrı içindir. aklımız başımızdaysa, bu sizin içindir.

a ka rongo te atua ki ta ratou tangi, ka mahara te atua ki tana kawenata ki a aperahama, ki a hakopa, ki a ihaka
tanrı iniltilerini duydu. İbrahim, İshak ve yakupla yaptığı antlaşmayı anımsadı.

he kanohi nei o koutou, a kahore e kite? he taringa nei o koutou, a kahore e rongo? kahore e mahara
gözleriniz olduğu halde görmüyor musunuz? kulaklarınız olduğu halde işitmiyor musunuz? hatırlamıyor musunuz, beş ekmeği beş bin kişiye bölüştürdüğümde kaç sepet dolusu yemek fazlası topladınız?›› ‹‹on iki›› dediler.

katahi ahau ka mahara ki taku kawenata ki a hakopa; ki taku kawenata hoki ki a ihaka; ka mahara tonu ki taku kawenata ki a aperahama; ka mahara ki te whenua
ben de yakupla, İshakla, İbrahimle yaptığım antlaşmayı ve onlara söz verdiğim ülkeyi anımsayacağım.