Şunu aradınız:: abissal (Portekizce - Türkçe)

a diferença é abissal.
aradaki fark büyük.

É algo abissal. tens razão. É algo abissal.
o zaman işi ufak adımlarla çözelim.

comparado com o joshua, a diferença é abissal.
gece ve gündüz, joshua ile karşılaştırıldı.

sabemos mais sobre a superfície da lua do que sobre a planície abissal.
ayın yüzeyi hakkında bu derin düzlükler hakkında bildiklerimizden daha fazlasını biliyoruz.

grand banks - norte do abissal laurenciano. 20 horas mais tarde.
grandbanks, laurentian Çukurunun hemen kuzeyİ. 20 saatsonra.

aquelas coisas vivem a três milhas e meia de fundo, numa fossa abissal.
- haydi ama coffey. o şeyler 6500 metre derinlikteki cehennemi bir çukurda yaşıyorlar.

no meio da planície abissal, estão as maiores estruturas geológicas do nosso planeta...
derindeki bu düzlüğün tam ortasında gezegenimizin en büyük jeolojik yapıları yatıyor.

vejo esses outros passageiros como ocupantes companheiros da mesmo buraco abissal na qual me encontro.
ben diğer yolcuları kendimi içinde bulduğum cehennemi delikteki komşularım olarak görüyorum.

por volta dos 3000 metros, o talude continental esbate-se e junta-se à planície abissal.
3,000 metre civarında kıtasal eğim sonunda düzleşiyor...

os cauda de rato percorrem longas distâncias na planície abissal em busca de alimento, mas outros aqui em baixo preferem ficar quietos à espera.
uzunkuyruklular yemek bulmak için bu derin düzlükte uzağa gidebilirler ama burada kalan diğerleri oturup beklemeyi tercih ederler.

É por isso que os antigos não fizeram uso disso em todos, é só mais uma longa linha abissal, de falhas mais que ambíguas!
bu yüzden kadimler ortak kullanıma sunmadı bu devamlı yaptıkları berbat aşırı hırs sonucu hatalarından biri.

só cinco submersíveis tripulados podem atingir a planície abissal. e no seu conjunto, até agora, exploraram menos de 1% dela.
dünya çapında dipsiz kuyunun düzlüğüne erişebilen içinde insan bulunan sadece beş denizaltı aracı vardır ve bunlar şimdiye kadar bunun sadece yüzde birini incelemişlerdir.