Şunu aradınız:: nu iti face griji (Romence - Türkçe)

mulţi kosovari îşi fac griji cu privire la anul 2009
pek çok kosovalı 2009’a karamsar bakıyor

nu vă faceţi griji, aceste informaţii nu vor fi niciodată vândute sau utilizate în scopuri promoţionale.
don't worry, this information will never be sold or used for promotional purposes.

vă faceţi griji că oficialii sârbi bosniaci pot periclita organizarea exerciţiului combined endeavour 2009?
bu konuda katı bir tutum içinde olan bosnalı sırp yetkililerin, combined endeavour 2009 tatbikatının organizasyonunu tehlikeye atacağı yönünde endişeleriniz var mı?

ar trebui croaţii să-şi facă griji pentru tratamentul pe care mol îl va aplica companiei ina?
peki hırvatların mol'un ina'ya nasıl davranacagi konusunda kaygi duymasi gerekir mi?

„Încă îmi fac griji privind libertatea de expresie şi drepturile asociaţiilor independente de a formula sau declara lucruri neplăcute.
İngiliz avrupa parlamentosu üyesi richard howitt voice of america'ya verdiği demeçte, "İfade özgürlüğü ve bağımsız derneklerin popüler olmayan şeyler oluşturma ve söyleme hakları hakkında hala endişelerim var.

el trebuie să prezinte un plan de schimbare a situaţiei care să aducă uşurare albanezilor şi să reasigure investitorii străini care işi fac griji din cauza furnizării precare de energie.
bojaxhi, hem arnavutluk halkını rahatlatacak hem de ülkedeki elektrik kesintisi sorunundan endişe eden yabancı yatırımcıları ikna edecek bir çözüm yolu izlemeli.

când oameni ca el, care sunt educaţi şi civilizaţi, se poartă astfel cu noi, nu ne facem griji pentru un număr mic de extremişti de dreapta", a declarat el.
onun gibi eğitimli ve medeni insanlar bize bu şekilde yaklaştığı müddetçe, bir grup aşırı sağcının yaptıklarından endişe duymayız.” diyor.

“nu vă faceţi griji pentru nimic”, a declarat el la ieşirea din sediul ert, “avem o mare responsabilitate ca delegaţie. dorim să fim cei mai buni.
ert genel merkezi çıkışında yaptığı açıklamada alkalios, "hiç endişelenmeyin." diyerek şöyle devam etti: "heyet olarak büyük bir sorumluluğa sahibiz.

abordarea preventivă a bruxelles-ului reprezintă o desprindere de trecut, când europenii erau mulţumiţi să lase washingtonul să-şi facă griji cu privire la influenţa moscovei.
brüksel’in gösterdiği proaktif yaklaşım, avrupalıların, moskova konusunda endişelenme işini büyük ölçüde washington’a bıraktığı geçmiş günlerin artık geride kaldığının bir göstergesi.

campania actuală -- "fumul de ţigară este un criminal în serie " – are scopul de a-i face pe fumători să-şi facă griji pentru sănătatea lor.
"sigara tiryakisi seri katildir" başlıklı devam eden bir kampanyada, tiryakileri sağlıklarını düşünmeye sevk etmek amacıyla korkutmak amaçlanıyor.

la întrebarea dacă instabilitatea din orientul mijlociu a creat sau nu băncilor turceşti prilejul de a-şi extinde cota de piaţă, yilmaz a declarat pentru setimes că "ne facem griji pentru vecinii noştri" şi nu dorim să profităm pe cheltuiala acestora.
orta doğu'daki istikrarsızlığın türk bankalarına pazar paylarını artırma fırsatı yaratıp yaratmadığı sorulan yılmaz, setimes'e "komşuları için endişelendiklerini" ve onlar üzerinden kâr elde etmek istemediklerini söyledi.

din cauza procesului de gentrificare, mulţi chiriaşi kurzi şi rromi îşi fac griji că vor fi nevoiţi să plece, deoarece nu îşi vor mai permite apartamentele oferite de toki – care cere 4000 de lire avans şi 400 de lire, chirie pe lună.
tarlabaşı'nda yürütülmekte olan kentsel değer kazandırma süreci nedeniyle pek çok kürt ve roman kiracı taşınmak zorunda kalmaktan korkuyor, çünkü tokİ'nin yaptığı -- ve 4 bin lira ön ödeme ile aylık 400 lira kira istediği -- yeni dairelerin kirasını karşılayacak güçte değiller.