İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
Не хочешь ли ты убить и меня, как вчера убил Египтянина?
‹yoksa dün mısırlıyı öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun?›
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Посмотрев туда и сюда и видя, что нет никого, он убил Египтянина и скрыл его в песке.
Çevresine göz gezdirdi; kimse olmadığını anlayınca, mısırlıyı öldürüp kuma gizledi.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
И, увидев одного из них обижаемого, вступился и отмстил за оскорбленного, поразив Египтянина.
onlardan birine haksızlık edildiğini gören musa, onu savundu. haksızlığı yapan mısırlıyı öldürerek ezilenin öcünü aldı.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
И был Господь с Иосифом: он был успешен в делах и жилв доме господина своего, Египтянина.
rab yusufla birlikteydi ve onu başarılı kılıyordu. yusuf mısırlı efendisinin evinde kalıyordu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Вдруг тот соплеменник, который звал его на помощь вчера, опять взывает к нему о помощи против другого египтянина.
bir de baktı ki dün kendisinden yardım isteyen (İsrail oğlu), yine kendisine feryaded(ip yardım ist)iyor.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Один праведник из народа Фараона прибежал к Мусе с окраины города, когда весть о том, что Муса убил египтянина, распространилась.
derken, şehrin öte başından bir adam koşarak geldi ve dedi ki:“ne yapıyorsun mûsa?
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
И вышел сын одной Израильтянки, родившейся от Египтянина, к сынам Израилевым, и поссорился в стане сын Израильтянки с Израильтянином;
İsrailliler arasında annesi İsrailli babası mısırlı bir adam vardı. ordugahta onunla bir İsrailli arasında kavga çıktı.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
И нашли Египтянина в поле, и привели его к Давиду, и дали ему хлеба, и он ел, и напоили его водою;
kırda bir mısırlı bulup davuta getirdiler. yiyip içmesi için ona yiyecek, içecek verdiler.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
С этого момента Муса стал остерегаться, опасаясь зла и вреда от народа из-за того, что он убил египтянина, и он со страхом осматривался по сторонам.
böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
он же убил одного Египтянина человека видного; в руке Египтянина было копье, а он пошел к нему с палкою и отнял копье из руки Египтянина, и убил его собственным его копьем:
İri yarı bir mısırlıyı da öldürdü. mısırlının elinde mızrak vardı. benaya sopayla onun üzerine yürüdü. mızrağı elinden kaptığı gibi onu kendi mızrağıyla öldürdü.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
И с того времени, как он поставил его над домом своим и над всем, что имел, Господь благословил дом Египтянина ради Иосифа, и было благословение Господне на всем, что имел он в доме и в поле.
yusufu evinin ve sahip olduğu her şeyin sorumlusu atadığı andan itibaren rab yusuf sayesinde potifarın evini kutsadı. evini, tarlasını, kendisine ait her şeyi bereketli kıldı.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
А египтянин, что купил его, Своей жене сказал: "Распорядись получше им: Быть может, он доставит нам удачу Иль мы возьмем его за сына".
mısır halkından olup onu satın alan kişi, karısına, buna izzetle muamele et, umarım ki bize faydası dokunur, yahut da onu evlat ediniriz demişti.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor