Şunu aradınız:: gadaashooda (Somalice - Türkçe)

kuwa kaaga dhawaaqi qolalka gadaashooda badankoodu wax ma kasayaan.
(resulüm!) sana odaların arka tarafından bağıranların çoğu aklı ermez kimselerdir.

wuxuuna ogyahay waxa hortooda ah iyo waxa gadaashooda ah zagga eebaana loo celin umuuraha.
bilir ne varsa önlerinde ve ne varsa artlarında ve bütün işler, dönüp allah'a varır.

waxaana kaga iman hortooda, gadaashooda, midigta iyo bidixda mana hekaysid badankooda oo shugriyi.
"beni azdırdığın için, and olsun ki, senin doğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım; sonra önlerinden, ardlarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım; çoğunu sana şükreder bulamayacaksın" dedi.

wuxuu ogyahay waxa hortooda iyo gadaashooda ah umana shafeecaan ciduu ka raaliyahay mooyee iyaguna cabsidiisay la baqaan.
(allah) onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. (allah'ın) razı olduğundan başkasına şefa'at edemezler ve onlar, o'nun korkusundan titrerler.

hana ka cabsadeen kuwa hadday kaga tagaan gadaashooda caruur tabar yar una cabsan lahaa hana ka dhawrsadeen ecbe hana dheheen hadal toosan.
arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. allah'tan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.

ee guuri ehelkaaga qayb habeenka ka mida socona gadaashooda yayna soo milicsan ruux ka mida (dib) kuna socda meeja laydin faray.
"geceleyin ailenle birlikte çık. arkalarından izle ve hiç biriniz arkaya bakmasın.

miyeyna arkaynin waxa hortooda ah iyo waxa gadaashooda ah oo samo iyo dhul ah hadaan doono waxaanu la goyn dhulka, mise waxaan ku soo rideynaa goosimo samada kamid ah arintaasna aayadbaa ugu sugan adoonkastoo towbadkeen badan.
dilesek onları yere batırırız, ya da üzerlerine gökten parçalar düşürürüz. hiç kuşkusuz, bütün bunlarda allah'a yönelen her kul için mutlak bir ibret vardır.

iyagoo ku faraxsan wuxuu siiyey eebe oo fadligiisa ah, kuna bishaaraysan kuwaan wali haleelin ee gadaashooda ah inuusan korkoda cabsi iyo murugo midna «ahyn».
allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın, bilakis rableri katında diridirler. allah'ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar, arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler.

waxaad u dhawdahay inaad ku (halaagto) naftaada nabiyow raadkooda (gadaashooda) haddayna rumeyn quraankan, walbahaar dartiis.
(ey muhammed!) demek onlar, bu söze (kitaba) inanmazlarsa, onların peşinde üzüle üzüle kendini helak edeceksin!

haddaad aragto markay oofsan (nafta ka qaadi) malaa'igtu kuwii gaaloobay oy ka garaaci wajiyadooda iyo gadaashooda iyagoo ku dhihi dhadhamiya cadaabka gubidda (waxaad arki lahayd arrin wayn).
bir görseydin o küfre sapanları! melekler canlarını alırken onların yüzlerine ve arkalarına vuruyorlardı: "yangın azabını tadın."