İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
el açıp yalvarmaya layık olan ancak o'dur.
ihm alleine gebührt das wahre bittgebet.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
İçeri girdi, kapıyı kapayıp rabbe yalvarmaya başladı.
und er ging hinein und schloß die tür zu für sie beide und betete zu dem herrn
Son Güncelleme: 2012-05-04
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
bunun üzerine halk, bölgelerinden ayrılması için İsaya yalvarmaya başladı.
und sie fingen an und baten ihn, daß er aus ihrer gegend zöge.
Son Güncelleme: 2012-05-04
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
sonunda nimet içinde yaşayanlarını azaba uğrattığımız zaman feryada ve yalvarmaya başlarlar.
siehe, bis daß sie, wenn wir die wohlhabenden unter ihnen mit strafe erfassen, um hilfe rufen.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
onları koca dalgalar sardığında, dini sadece allah'a has kılarak o'na yalvarmaya başlarlar.
und wenn wellen wie überschattende hüllen sie überdecken, rufen sie zu gott, wobei sie ihm gegenüber aufrichtig in der religion sind.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
andolsun ki senden önceki ümmetlere de peygamberler yolladık da yalvarmaya düşsünler diye onları şiddetli sıkıntılara, kıtlığa ve hastalığa uğrattık biz.
und gewiß, bereits entsandten wir (gesandte) zu umam vor dir, dann ließen wir sie von not und krankheit befallen, damit sie (um gnade) flehen.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
allah'ın kulu, o'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.
"und gewiß, als allahs diener aufstand, an ihn bittgebete zu richten, beinahe wären sie ihn niederdrückende."
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor
gemiciler korkuya kapıldı, her biri kendi ilahına yalvarmaya başladı. gemiyi hafifletmek için yükleri denize attılar. yunus ise teknenin ambarına inmiş, yatıp derin bir uykuya dalmıştı.
und die schiffsleute fürchteten sich und schrieen, ein jeglicher zu seinem gott, und warfen das gerät, das im schiff war, ins meer, daß es leichter würde. aber jona war hinunter in das schiff gestiegen, lag und schlief.
Son Güncelleme: 2012-05-04
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
onları koca dalgalar sardığında, dini sadece allah'a has kılarak o'na yalvarmaya başlarlar. onları karaya çıkarıp kurtardığımız zaman bir kısmı orta bir yol tutar.
und wenn wogen sie gleich hüllen bedecken, dann rufen sie allah in lauterem glauben an; doch rettet er sie dann ans land, so sind es (nur) einige von ihnen, die einen gemäßigten standpunkt vertreten.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
‹‹sen tanrıya yalvarmaya başlar başlamaz, duan yanıtlandı; bunu bildirmeye geldim. Çünkü sen çok sevilen birisin. bu nedenle sözün anlamını kavra ve görümü anla:
den da du anfingst zu beten, ging dieser befehl aus, und ich komme darum, daß ich dir's anzeige; denn du bist lieb und wert. so merke nun darauf, daß du das gesicht verstehest.
Son Güncelleme: 2012-05-04
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
"ve allah'dan başka, sana faydası da, zararı da dokunmayacak olan şeylere yalvarma!
und richte nicht an das bittgebete anstelle von allah, was dir weder nutzt noch schadet.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor