İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun .
« فأنت عنه تَلَهَّى » فيه حذف التاء الأخرى في الأصل أي تتشاغل .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
bir süreye kadar onlara aldırış etme .
« فتول عنهم » أي أعرض عن كفار مكة « حتى حين » تؤمر فيه بقتالهم .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
affı al , iyiliği emret , cahillere aldırış etme .
« خذ العفو » اليسر من أخلاق الناس ولا تبحث عنها « وأمر بالعرف » بالمعروف « وأعرض عن الجاهلين » فلا تقابلهم بسفههم .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
affedici ol , toleransı öğütle ve cahillere aldırış etme .
« خذ العفو » اليسر من أخلاق الناس ولا تبحث عنها « وأمر بالعرف » بالمعروف « وأعرض عن الجاهلين » فلا تقابلهم بسفههم .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
artık buyrulanı açıkça ortaya koy , puta tapanlara aldırış etme .
« فاصدع » يا محمد « بما تؤمر » به أي اجهر به وأمضه « وأعرض عن المشركين » هذا قبل الأمر بالجهاد .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme .
« فاصدع » يا محمد « بما تؤمر » به أي اجهر به وأمضه « وأعرض عن المشركين » هذا قبل الأمر بالجهاد .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
mesaja aldırış etmediler . halbuki kendilerine apaçık bir elçi gelmişti .
قال تعالى : « أنَّى لهم الذكرى » أي لا ينفعهم الإيمان عند نزول العذاب « وقد جاءهم رسول مبين » بين الرسالة .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
bir süreye kadar onlardan dön ( onların sözlerine aldırış etme ) .
« فتول عنهم » أي أعرض عن كفار مكة « حتى حين » تؤمر فيه بقتالهم .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
sen af ve müsamaha yolunu tut , iyiliği emret , cahillere aldırış etme .
« خذ العفو » اليسر من أخلاق الناس ولا تبحث عنها « وأمر بالعرف » بالمعروف « وأعرض عن الجاهلين » فلا تقابلهم بسفههم .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
sen af yolunu tut , bağışla , uygun olanı emret , bilgisizlere aldırış etme .
« خذ العفو » اليسر من أخلاق الناس ولا تبحث عنها « وأمر بالعرف » بالمعروف « وأعرض عن الجاهلين » فلا تقابلهم بسفههم .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
bunun üzerine onlardan öc aldık . ayetlerimizi yalanlayıp aldırış etmedikleri için onları denizde boğduk
« فانتقمنا منهم فأغرقناهم في اليمِّ » البحر الملح « بأنهم » بسبب أنهم « كذَّبوا بآياتنا وكانوا عنها غافلين » لا يتدبرونها .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
kim rahman ' ın mesajına aldırış etmezse , ona bir şeytanı sardırırız da onun arkadaşı olur .
« ومن يعش » يعرض « عن ذكر الرحمن » أي القرآن « نقيض » نسبب « له شيطاناً فهو له قرين » لا يفارقه .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ve itaat etme kafirlerle münafıklara ve eziyetlerine aldırış etme ve dayan allah ' a ve koruyucu olarak allah , yeter .
« ولا تطع الكافرين والمنافقين » فيما يخالف شريعتك « ودع » اترك « أذاهم » لا تجازهم عليه إلى أن تؤمر فيهم بأمر « وتوكل على الله » فهو كافيك « وكفى بالله وكيلا » مفوضا إليه .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
biz gökleri , yeri ve aralarındakileri ancak belli bir amaca göre ve belli bir süre için yarattık . İnkar edenler uyarıya aldırış etmemektedirler .
« ما خلقنا السماوات والأرض وما بينهما إلا » خلقا « بالحق » ليدل على قدرتنا ووحدانيتنا « وأجل مسمى » إلى فنائهما يوم القيامة « والذين كفروا عما أنذروا » خوفوا به من العذاب « معرضون » .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ve biz , gökleri ve yeryüzünü abes olarak halketmedik ve kıyamet , mutlaka gelecektir , aldırış bile etme , bir hoşça vaz geç onlardan şimdilik .
« وما خلقنا السماوات والأرض وما بينهما إلا بالحق وإن الساعة لآتية » لا محالة فيجازى كل أحد بعمله « فاصفح » يا محمد عن قومك « الصفح الجميل » أعرض عنهم إعراضا لا جزع فيه وهذا منسوخ بآية السيف .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ne var ki, yoşiya onunla savaşmaktan vazgeçmediği gibi, tanrının neko aracılığıyla söylediği sözlere de aldırış etmedi. kılık değiştirip megiddo ovasında neko ile savaşmak üzere yola çıktı.
ولم يحوّل يوشيا وجهه عنه بل تنكّر لمقاتلته ولم يسمع لكلام نخو من فم الله بل جاء ليحارب في بقعة مجدو.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Şimdi sen , ' aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir ' ve : " selam " de . artık onlar bileceklerdir .
فاصفح -أيها الرسول- عنهم ، وأعرض عن أذاهم ، ولا يَبْدُر منك إلا السلام لهم الذي يقوله أولو الألباب والبصائر للجاهلين ، فهم لا يسافهونهم ولا يعاملونهم بمثل أعمالهم السيئة ، فسوف يعلمون ما يلقَوْنه من البلاء والنكال . وفي هذا تهديد ووعيد شديد لهؤلاء الكافرين المعاندين وأمثالهم .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor
ve gene böylece ortakları , onları helak etmek ve inançlarına şüpheler karıştırmak için müşriklerin çoğuna çocuklarını öldürmeyi hoş gösterdi . allah dileseydi yapamazlardı bunu , artık sen onları da kendi hallerine bırak , boş yere ettikleri iftiralarına da aldırış etme .
« وكذلك » كما زين لهم ما ذكر « زَيَّنَ لكثير من المشركين قتل أولادهم » بالوأد « شركاؤُهم » من الجن بالرفع فاعل زين وفي قراءة ببنائه للمفعول ورفع قتل ونصب الأولاد به وجر شركائهم بإضافته وفيه الفصل بين المضاف والمضاف إليه بالمفعول - ولا يضر - وإضافة القتل إلى الشركاء لأمرهم به « ليردوهم » يهلكوهم « وليلبسوا » يخلطوا « عليهم دينهم ولو شاء الله ما فعلوه فذرهم وما يفترون » .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
" peki " derler , fakat senin yanından çıktıklarında , içlerinden bir takımı , geceleyin senin dediklerinden başka bir şey kurarlar . allah gece tasarladıklarını yazıyor , onlara aldırış etme .
« ويقولون » أي المنافقون إذا جاءوك أمرنا « طاعةٌ » لك « فإذا برزوا » خرجوا « من عندك بيَّت طائفة منهم » بإدغام التاء في الطاء وتركه أي أضمرت « غير الذي تقول » لك في حضورك من الطاعة أي عصيانك « والله يكتب » يأمر بكتب « ما يبيِّتون » في صحائفهم ليجازوا عليه « فأعرض عنهم » بالصفح « وتوكل على الله » ثق به فانه كافيك « وكفى بالله وكيلا » مفوضا إليه .
Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor