Şunu aradınız:: taşıdığını (Türkçe - Arnavutça)

ne taşıdığını umursamazsın.
nuk të intereson se çfarë dorëzon.

bir şey taşıdığını biliyorum.
e di që ka diçka.

senin silah taşıdığını bilmiyordum.
s'dija që ti mbaje armë.

- karısı kuran taşıdığını söyledi.
- gruaja e tij tha që ai po mbante një kuran.

Çok önemli bir şey taşıdığını unutmamalısın.
duhet të mbash parasysh që po mbart diçka shumë të çmuar.

nicky'nin verici taşıdığını biliyordu.
ai tha që nuk dinte asgjë për berlinin.

bunu yaptığını bilmiyordum, ilaçlarını yanında taşıdığını.
nuk e dija që e bëje këtë. mban me vete ilaçet e tij.

umbrealla Şirketi onların enfeksiyonu taşıdığını düşünüyordu.
u gabuan. qyteti rakun ishte vetëm fillimi.

sonra birinin üstünde silah taşıdığını fark ettim.
pastaj pashë që njeri prej tyre kishte një pistoletë poshtë bluzës.

Şimdi gölge avcısı kanını taşıdığını kesinlikle biliyoruz.
epo, tani e dimë me siguri që ke gjak të gjuetarëve të shpirtrave.

ithaca'nın, ulusal atletizm şampiyonası birinciliğini gururla taşıdığını.
se di mirë as ketë..

savcılar, zanlının yapılan zulümlerde doğrudan sorumluluk taşıdığını iddia ediyorlar.
prokurorët thonë se ai mbante përgjegjësi të drejtpërdrejtë për mizoritë.

(ey) nuh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin nesli!
(o), pasardhësit e atyre që ne i bartëm me nuhun (në barkë)!”