Şunu aradınız:: güçleştirdiğini (Türkçe - Sırpça)

bundan üç yıl sonra bugün, berişa yaşanan şiddetli kuraklığın bunu güçleştirdiğini söylüyor.
sada, tri godine kasnije, beriša kaže da je velika suša to otežala.

ayrıca, dağ kurtarma teşkilatı başkanı stipe boziç adada cep telefonlarının çekmemesi ve hava şartları gibi bazı koşulların kurtarma operasyonunu güçleştirdiğini söyledi.
pored toga, šef planinske službe za spašavanje stipe bozić kaže da su neke okolnosti, poput nepostojanje signala za mobilne telefone i vremenskih uslova na ostrvu, učinile operaciju spašavanja još težom.

hrw ayrıca, özel savaş suçları savcılığı ve sırp polis teşkilatı bünyesinde faaliyet gösteren özel savaş suçları dairesinin son derece zayıf kadrolu olup, bunun da davaların görülmesini güçleştirdiğini kaydetti.
pored toga, dodaje hrv, kancelarija specijalnog tužioca za ratne zločine, kao i specijalna jedinica za ratne zločine unutar srpske policije pate od nedostatka ljudstva, tako da im je teško da rade svoj posao.

başsavcı, karadziç'in sırp cumhuriyeti'nde gördüğü desteğin, "yerini vaktinde belirleyerek onu tutuklamalarını özellikle güçleştirdiğini," söyledi.
zbog zaštite koju karadžić uživa u republici srpskoj «nama je posebno teško da ga pronađemo na vreme i uhapsimo», rekla je del ponte.

sar'de, cnadnr içindeki siyasi güdümlü üst yönetim değişiklikleri ve projelerin düşük uygulama kapasitesinin romanya'daki karayollarının kısa vadede daha iyi ve güvenli hale getirilmesini güçleştirdiği yönünde uyarıda da bulunuluyor.
sar upozorava da politički motivisane promene najvišeg rukovodstva unutar cnadnr-a i slab kapacitet implementacije projekata verovatno neće učiniti puteve u rumuniji boljim i sigurnijim u skorije vreme.