Şunu aradınız:: dinlemek (Türkçe - Çekçe)

dinlemek
dbát

dinlemek için bir soket açılamadı:% 1
nelze otevřít socket pro naslouchání:% 1% 1=partnernick,% 2=port

hani cinlerden birkaçını, kur'an dinlemek üzere sana yöneltmiştik.
a hle, vypravili jsme k tobě houfec džinů, aby naslouchali koránu.

cinlerden bir grubu, kuran'ı dinlemek üzere sana yöneltmiştik.
a hle, vypravili jsme k tobě houfec džinů, aby naslouchali koránu.

bilgisayarın tüm ip'lerini dinlemek içinadres alanının 0.0.0.0 olması gerekir
pro povolení všech ipmusí být v poli adresa hodnota rovná 0.0.0.0

tanrının süleymana verdiği bilgeliği dinlemek için dünyanın bütün kralları onu görmek isterlerdi.
pročež všickni králové země žádostivi byli viděti tvář Šalomounovu, aby slyšeli moudrost jeho, kterouž složil bůh v srdci jeho.

sabah erkenden bütün halk o'nu tapınakta dinlemek için o'na akın ediyordu.
a všecken lid na úsvitě přicházel k němu do chrámu, aby ho poslouchal.

ne var ki, amnon tamarı dinlemek istemedi. daha güçlü olduğu için onunla zorla yattı.
ale nechtěl uposlechnouti hlasu jejího, nýbrž zmocniv se jí, učinil jí násilí a ležel s ní.

‹‹ama atalarımız dinlemek istemediler; inatla sırtlarını çevirdiler, duymamak için kulaklarını tıkadılar.
ale nechtěli pozorovati, a nastavili ramene urputného, a uši své obtížili, aby neslyšeli.

petrus ve öbür elçiler şöyle karşılık verdiler: ‹‹İnsanlardan çok, tanrının sözünü dinlemek gerek.
odpověděv pak petr a apoštolé, řekli: více sluší poslouchati boha než lidí.

‹‹ ‹eğer karşı çıkmaya devam eder, beni dinlemek istemezseniz, günahlarınıza karşılık cezanızı yedi kat artıracağım.
jestliže pak se mnou maní zacházeti budete, a nebudete mne chtíti poslouchati, tedy přidám na vás sedmkrát více ran vedlé hříchů vašich.

"biz orada casusluk için otururduk. ancak şimdi her kim dinlemek isterse kendisini gözleyen bir ateş topu bulur."
a sedávali jsme dříve u něho na místech vhodných k naslouchání, však kdokoliv z nás chce naslouchat nyní, ten shledá, že naň číhá plamen šlehající.

Ölülerin dirilmesiyle ilgili sözleri duyunca kimi alay etti, kimi de, ‹‹seni bu konuda bir daha dinlemek isteriz›› dedi.
uslyševše pak o vzkříšení z mrtvých, někteří se posmívali, a někteří řekli: budeme tě slyšeti o tom po druhé.

ne var ki, amatsya dinlemek istemedi. derken İsrail kralı yehoaş yahuda kralı amatsyanın üzerine yürüdü. İki ordu yahudanın beytşemeş kentinde karşılaştı.
ale amaziáš neuposlechl. protož vytáhl joas král izraelský, a pohleděli sobě v oči, on s amaziášem králem judským u betsemes judova.

"doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."
a sedávali jsme dříve u něho na místech vhodných k naslouchání, však kdokoliv z nás chce naslouchat nyní, ten shledá, že naň číhá plamen šlehající.

agrippa festusa, ‹‹ben de bu adamı dinlemek isterdim›› dedi. festus da, ‹‹yarın onu dinlersin›› dedi.
tedy agrippa řekl k festovi: chtělť bych i já rád člověka toho slyšeti. a on řekl: zítra ho uslyšíš.

"biz eskiden, onun, dinlemek için oturulan yerlerinde otururduk. ama şu anda kim dinlemeye kalksa kendisini gözetleyen bir alev/ışık bulur."
a sedávali jsme dříve u něho na místech vhodných k naslouchání, však kdokoliv z nás chce naslouchat nyní, ten shledá, že naň číhá plamen šlehající.

avrupa komisyonu Çevre genel müdürlüğü’nün, öncelik tanıdığı en önemli konulardan birisi de, gençlere ulaşmak, onların görüşlerini dinlemek ve çevreyle ilgili faaliyetlere onları dahil etmektir.
jednou z nejvyšších priorit generálníhoředitelství pro životní prostředí evropskékomise je zapojit mladé lidi, vyslechnout jejich názory a začlenit je do ekologickýchotázek.

"ayetlerimizi götürün. biz sizinleyiz, herşeyi dinlemekteyiz."
i řekl bůh: "nikoliv, půjdete oba s našimi znameními a my, naslouchajíce, budeme s vámi.