Şunu aradınız:: çıkarabileceğiniz (Türkçe - İngilizce)

onlara "bize karşı çıkarabileceğiniz bir bilginiz var mı?
(muhammad), ask them, "do you possess any knowledge?

de ki: "yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var?
(muhammad), ask them, "do you possess any knowledge?

de ki: "sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var?
(muhammad), ask them, "do you possess any knowledge?

hepsini bir araya getirdiğinizde, neden tüm bu bonoları elinizden oldukça çabuk bir şekilde çıkarabileceğiniz bir pazarınız olmasın.
once you have all of that put together, there's not one reason why you couldn't actually have a marketplace for all of that, where you cannot dispose of all of those bonds in a pretty quick way.

de ki: "yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var? siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."
say thou: is there with you any authority, that ye may bring unto us? ye but follow your fancy, and only conjecture.

cems ‘e katılırsam bu bu bilincin daha kuvvetleniceğini ve farklı kültürden gelen insanların nasıl güzel işler çıkarabileceğini göstericeğime inanıyorum.
if i have become a part of the cems, i believe that this awareness will strengthen and i will be able to show how people from different cultures do good jobs.