Şunu aradınız:: abartılı (Türkçe - İngilizce)

abartılı operas
hollywood 2

abartılı görünüyorsun.
you look puffy.

Şimdi bu sadece birazcık abartılı.
now, that is only a little bit hyperbolic.

"bu kaygıların abartılı olduğunu düşünüyorum.
"these concerns are exaggerated.

Şimdi biraz abartılı, itiraf ediyorum.
now it's a little extreme, i admit.

bu elmas yüzük benim için çok abartılı.
this diamond ring is too extravagant for me.

Önemleri abartılı prime time televizyon dramlarına karışıyor.
their importance blends into the sensationalized drama of prime time tv.

benim işimde de bu abartılı jestler yapmak demektir.
and in my game, that means you overgesticulate.

abartılı sonuçlar çıkmaya başladı ve kalabalık kontrolden çıktı.
inflated results started coming in and the mob was starting to get out of control.

bu biraz abartılı, ben daha çok sokak insanı gibi bir şeyim
that's a bit lofty; i'm really more of something like a street walker.

böyle aşırı abartılı bir durumla karşı karşıya kaldığımızda yaptığımız şey
of course what we did when faced with such outrageous hyperbole ...

bir, çünkü mashall planının faydaları abartılı olarak ifade edilmiştir.
one, because the benefits of the marshall plan have been overstated.

krstiç, arnavut toplumunun tepkisinin ihtilafa kışkırtmak amacıyla abartılı olduğunu ileri sürüyor.
the reaction of the albanian community, he says, is exaggerated to provoke conflict.

bakan kamuoyuna suçun ispatına kadar suçsuzluk ilkesini hatırlattı ve kendi deyimiyle abartılı basın manşetlerini eleştirdi.
he reminded the public of the presumption of innocence, and criticised what he described as exaggerated media headlines.

mevcut sosyoekonomik sıkıntılar bağlamında, finansman için abartılı hedefler sunmak ve aşırı taleplerde bulunmaktan kaçınmak gerekir.
in the current context of general socio-economic difficulties, one should avoid the temptation of presenting exaggerated objectives and excessive requests for funding.

abartılı beklentilerimizle mezuniyet koridorlarında yürüyoruz ve gerçek dünyaya geri döndüğümüzde fark ediyoruz ki dünyayı kurtarmanın ne demek olduğunu bile bilmiyoruz.
we walk across graduation stages, high on our overblown expectations, and when we float back down to earth, we realize we don't know what the heck it means to actually save the world anyway.

gül, "bu 'soykırım' veya 'atom bombası' gibi abartılı iddialar temelden yoksundur.
"these exaggerated claims like 'genocide' or 'atomic bomb' have no base.

eğer 25 milyon insanın enfekte olduğunu düşünüyorsanız, eğer uniaids rakamlarını abartılı buluyorsanız, muhtemelen bu sayı 10-15 milyon.
if you think that 25 million people are infected, if you think that the unaids numbers are much too high, maybe that's more like 10 or 15 million.

burada görmekte olduğunuz çok ilginç bir model, her şeyden önce, iki şey aşırı derecede abartılı tahmin edilmiş, hortumlar ve havai fişekler;
now, you see a very interesting pattern here, which is first of all, two things are vastly over-estimated, namely tornadoes and fireworks.

yüzde 58'i evet cevabını vermiş. bence bu biraz abartılı bir oran, çünkü erkeklere sadece seks yapmakla başlayan bir soru sorduğunuzda.. evet derler.
well, 58 percent said yes, which i think is overinflated though because so many men if you just say, "have you ever had sex ... " "yes!"