Şunu aradınız:: alçakgönüllü (Türkçe - İngilizce)

alçakgönüllü insanlarla tanıştım.
i met humble people.

balta alçakgönüllü bir boyuna gitmez.
the axe does not go to a humble neck.

asla alçakgönüllü biriyle röportaj yapmam, asla.
i never would ever agree to interview a modest person.

onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı.
she had an unassuming air that put everyone at ease.

abraham lincoln gibi alçakgönüllü ve iddiasız rol modellerinden bahsederler.
and they featured role models like abraham lincoln who was praised for being modest and unassuming.

kim bu çocuk gibi alçakgönüllü olursa, göklerin egemenliğinde en büyük odur.
whosoever therefore shall humble himself as this little child, the same is greatest in the kingdom of heaven.

bu ise onları daha alçakgönüllü, daha savunmasız ve insana daha yakın kılıyor.
that should make them more humble, more vulnerable and more human.

İsrail önderleriyle kral alçakgönüllü bir tutum takınarak, ‹‹rab adildir›› dediler.
whereupon the princes of israel and the king humbled themselves; and they said, the lord is righteous.

sufi'lerin dualarını duydum -- taliban'ın nefret ettiği alçakgönüllü müslümanları.
i heard prayers of the sufi -- humble muslims, hated by the taliban.

ne var ki, manaşşe sıkıntısında tanrısı rabbe yakardı ve atalarının tanrısı önünde son derece alçakgönüllü davrandı.
and when he was in affliction, he besought the lord his god, and humbled himself greatly before the god of his fathers,

filmin başarılı olacağına kesinlikle eminim, çünkü alçakgönüllü ve kendisine yardım edenleri seven biri mutlaka başarılı olur.
i'm sure the film will be a 100% success, as a person who is humble and loves his contributors can be predestined only to have success.

bu ülkede en sık rastlanılan cevaplar: iyi, zayıf, alçakgönüllü ve kullanılabilir tüm kaynakları görüntüsü için kullanmalı.
the top answers in this country: nice, thin, modest and use all available resources for appearance.

rehavamın alçakgönüllü bir tutum takınması üzerine rabbin öfkesi dindi, onu büsbütün yok etmekten vazgeçti. yahudada bazı iyi davranışlar da vardı.
and when he humbled himself, the wrath of the lord turned from him that he would not destroy him altogether: and also in judah things went well.

ben size yatırım yapıyorum, ve herbie, ve quincy ve hackett ve richard gibi adamlara yatırım yapıyorum, ve hala inancı olan tüm alçakgönüllü insanlara.
i am banking on you and i'm banking on guys like herbie and quincy and hackett and richard and very decent people who still believe in something.

girl next door veya all american girl, genellikle romantik hikâyelerde yan komşu olan, tatlı, sevecen, alçakgönüllü ve dürüst kız veya kadın arketipi.
the girl next door or the all-american girl is an archetype of a cute, kind, unassuming, and honest girl or woman who lives next door, often in a romantic story.

je: bu çağrıyı durduk yerde aldığında -- tony gerçekten çok utangaç ve luke gibi birini buraya getirmek için tony gibi alçakgönüllü birini ikna etmemiz epey zor oldu.
je: when you got this call out of the blue -- tony's really shy, and it took a lot of convincing to get somebody as modest as tony to allow us to bring luke.

alçakgönüllü tahminlere göre, ülke her yıl yalnızca değerin altında gümrük ücretlendirimi dolayısıyla 153 ila 205 milyon euro arası gelir kaybına uğrarken, en az o denli bir kayıp da baştan savmacılık ve kaçakçılıktan ötürü yitiriliyor.
by conservative estimates, bih loses between 153m euros and 205m euros every year in customs undervaluations alone, and at least that much in customs evasion and smuggling.

kalander baba auliya birçok özelliğe sahipti. Çok zekiydi, alçakgönüllüydü, içtendi. o bir şair, filozof, bilgelik adamıydı, çok incelikli bir mizah anlayışıyla çok anlayışlıydı. birisi ona geldiğinde, onu açık fikirli bir şekilde dinler ve onu büyük bir kolaylıkla tatmin ederdi.
qalander baba auliya was gifted with many qualities. he was very intelligent, humble down to the earth, sincere. he was a poet, philosopher, man of wisdom, very understanding with a very refined sense of humor. when someone would come to him, he would listen to him with open mind and would satisfy him with great ease.