Şunu aradınız:: algılayıcıları (Türkçe - İngilizce)

donanım algılayıcıları
hardware sensors

görüntü algılayıcıları Üretim teknolojileri
image sensors production technologies

Çalışma kağıdının boş hücrelerine algılayıcıları sürükleyin
drag sensors to empty cells of a worksheet

sunucu odalarında isı, nem ve duman algılayıcıları bulunmaktadır.
there are heat, humidity and smoke detectors in the server rooms.

bunun yanında makinanın hangi yöne eğildiğini gösteren eğim algılayıcıları var.
it has also two tilt sensors that tell the machine which way it's tilting.

körlüğün çok çeşitleri var, bunlarda gözümüzün arkasındaki ışık algılayıcıları olan fotoreseptörler yitiriliyor.
now there are many forms of blindness where the photoreceptors, our light sensors that are in the back of our eye, are gone.

aracın algılayıcıları aynı anda incelemekte olduğu konu üzerine yoğunlaşarak aynı anda hem ileriyi hem geriyi görebilmektedir.
its sensor beams look both forward and backward at the same time, allowing it to do new exploration while it's still achieving geometric sensor-lock on what it's gone through already.

ve ardından limbik sistem hareket ve renk gördüğümüzde etkinleşmeye başlıyor ve bir de ana önceden duyduğumuz ana şekil ve desen algılayıcıları var.
and then the limbic system is activated when we see motion, when we see color, and there are primary shapes and pattern detectors that we've heard about before.

bu bilgiyle oyuncu'nun ne yapacağı, onun davranış biçimine bağlı, ki bu da koku algılayıcıları ve sineğin kaçamak eylemlerini çalıştıran motorların arasındaki bağlantı bölgelerinde depolanmıştır.
what the actor does with this information depends on its policy, which is stored in the strengths of the connection, between the odor detectors and the motors that power the fly's evasive actions.

algılayıcılar
sensors