Şunu aradınız:: büyüyüp (Türkçe - İngilizce)

Bilgisayar çevirisi

İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.

Turkish

English

Bilgi

Turkish

büyüyüp

English

 

Kimden: Makine Çevirisi
Daha iyi bir çeviri öner
Kalite:

İnsan katkıları

Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.

Çeviri ekle

Türkçe

İngilizce

Bilgi

Türkçe

büyüyüp ünlü bir müzisyen oldu.

İngilizce

she grew up to be a famous musician.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

o büyüyüp güzel bir kadın oldu.

İngilizce

she's grown up to be a beautiful woman.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

bu bebek büyüyüp çok zeki bir adam oldu.

İngilizce

now the baby grew into a very smart guy.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

büyüyüp erginleşince ona bilgelik ve bilgi verdik.

İngilizce

and and when he reached his prime we gave him wisdom and knowledge.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

ne olsa herşeyin büyüyüp çiçek açtığı bir zaman.

İngilizce

it's the time, after all, when things grow and bloom -- a perfect analogy.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 2
Kalite:

Türkçe

endüstri devrimi sırasında paterson gibi şehirler büyüyüp geliştiler.

İngilizce

in the industrial revolution, cities like paterson grew and prospered.

Son Güncelleme: 2016-03-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

büyüyüp bir hortuma dönen burnuna, yakında bir damga vururuz.

İngilizce

anon we shall brand him on snout.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

aynı zamanda büyüyüp keşfetmeyi risk alıp kendine meydan okumayı da öğrenmelisin.

İngilizce

you have to grow and explore and take risks and challenge yourself.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

yapısındaki kaslarla kasılıp gevşemesi ortasında boşluk olan göz bebeğinin büyüyüp küçülmesini sağlar.

İngilizce

its contraction and relaxation with the muscles in its structure allows the pupil dilation and pupil constriction with a space in the middle.

Son Güncelleme: 2019-11-07
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

gözbebeği ışık şiddetine göre büyüyüp küçülür ve bazı kişilerde yapısal olarak gözbebeği daha geniştir.

İngilizce

the pupil becomes smaller and larger according to light intensity, and in some people the pupil is structurally larger.

Son Güncelleme: 2019-10-29
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

o bitkiden bir filiz, ondan da büyüyüp birbirinin üstüne binmiş taneler, başaklar çıkarırız.

İngilizce

we produce from it greenery from which we produce grains arranged in layers.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

rabbin diledi ki onlar büyüyüp tam güçlerine kavuştuktan sonra rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini ortaya çıkarsınlar.

İngilizce

so your lord desired that they should come of age and take out their treasure—as a mercy from your lord.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

firavun, sen dedi, çocukken içimizde büyüyüp yetişmedin mi ve ömrünün nice yılını aramızda geçirmedin mi?

İngilizce

(firon) said: did we not bring you up as a child among us, and you tarried among us for (many) years of your life?

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

ve kadın bir erkek çocuk doğurdu. adını Şimşon koydu. Çocuk büyüyüp gelişti. rab de onu kutsadı.

İngilizce

and the woman bare a son, and called his name samson: and the child grew, and the lord blessed him.

Son Güncelleme: 2012-05-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

19. yüzyılda, berlin batı yönünde büyüyüp geliştikçe, unter den linden de en bilinen büyük caddelerden biri haline geldi.

İngilizce

by the 19th century, as berlin grew and expanded to the west, unter den linden became the best-known and grandest street in berlin.

Son Güncelleme: 2016-03-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

bu ortamda büyüyen insanlar bunu motive edici bulabilirler. ama herkesin tek başına seçim yapma baskısı altında büyüyüp gelişeceğini farzetmek bir hata olur.

İngilizce

people that have grown up in such a paradigm might find it motivating, but it is a mistake to assume that everyone thrives under the pressure of choosing alone.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

bellevue hastanesinde siyasi işkence kazazedeleri programında eğitim gördüm. ve insanların liderliklerini putlaştırarak büyüyüp, sonunda kahramanları tarafından işkence edildikleri çok hikaye dinledim.

İngilizce

i trained at bellevue hospital survivors of political torture program, and i heard one too many stories of people growing up to idolize their leadership, only to end up being tortured by their heroes.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

kimi ise iyi toprağa düştü, büyüyüp çoğaldı, ürün verdi. bazısı otuz, bazısı altmış, bazısı da yüz kat ürün verdi.››

İngilizce

and other fell on good ground, and did yield fruit that sprang up and increased; and brought forth, some thirty, and some sixty, and some an hundred.

Son Güncelleme: 2012-05-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

o bitkiden bir filiz, ondan da büyüyüp birbirinin üstüne binmiş taneler, başaklar çıkarırız. hurma tomurcuklarından sarkan salkımlar, üzüm, zeytin ve nar bahçeleri yetiştiririz.

İngilizce

and it is he who has sent down water from the heavens, and thereby we have brought vegetation of every kind, and out of this we have brought forth green foliage and then from it close-packed ears of corn, and out of the palm-tree from the sheath of it - thick clustered dates, hanging down with heaviness, and gardens of vines, and the olive tree, and the pomegranate - all resembling one another and yet so different.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta

Türkçe

Ödülü alış konuşmasında paviceviç, "saraybosna'nın sahip olduğunu güzelliği gördüğünüzde, saraybosna'nın büyüyüp gelişerek geleceğin kenti olması için bütün önyargıları bırakmak ve onu korumak için mümkün olan herşeyi yapalım." dedi.

İngilizce

"when you see the beauty that sarajevo possesses, let's do everything we can to put down all prejudice and preserve in it everything possible so that sarajevo will grow and develop to be the city of the future," pavicevic said after receiving her award.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Alpaycanta
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

Daha iyi çeviri için
7,793,553,111 insan katkısından yararlanın

Kullanıcılar yardım istiyor:



Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin. Tamam