Şunu aradınız:: belli etmeden ac amk oglu (Türkçe - İngilizce)

beni gördüğünü belli etmeden uzaklaştı.
she walked away without acknowledging me.

yusuf onlara belli etmeden: "siz gerçekten kötüsünüz.
but joseph kept his reaction to himself without disclosing the truth to them. he merely said to himself: "you are an evil lot.

yoksa allah, içinizden savaşanları belli etmeden, sabredenleri bildirmeden cennete girivereceğinizi mi sanıyorsunuz?
did ye think that ye would enter heaven without allah testing those of you who fought hard (in his cause) and remained steadfast?

yoksa allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?
did ye think that ye would enter heaven without allah testing those of you who fought hard (in his cause) and remained steadfast?

yoksa siz, allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız?
did ye think that ye would enter heaven without allah testing those of you who fought hard (in his cause) and remained steadfast?

yusuf onlara belli etmeden: "siz gerçekten kötüsünüz. allah anlattığınızın içyüzünü bilir," diye söylendi.
but joseph kept this secret and did not disclose it to them, and said (to himself): "you are worse in the degree of evil, for god knows better of what you allege."

"o çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı," dediler. yusuf onlara belli etmeden: "siz gerçekten kötüsünüz.
they said, “if he steals, then indeed his brother has stolen before”; so yusuf kept this in his heart and did not reveal it to them; he replied within himself, “in fact, you are in a worse position; and allah well knows the matters you fabricate.”

mezar yerini bir taş ya da daha başka işaret dikerek belli etme çok eski bir gelenektir.
a headstone, or gravestone is a stele or marker, usually stone, that is placed over a grave.

bilirsiniz, tümüyle korunmuş bir şuura sahipsinizdir ancak bunu belli etmeniz çok indirekt yoldan olur.
you feel, you know, you have a fully conscious mind that you can report very indirectly.

yıkan, kokular sürün, giyinip harman yerine git. ama adam yemeyi içmeyi bitirene dek orada olduğunu belli etme.
wash thyself therefore, and anoint thee, and put thy raiment upon thee, and get thee down to the floor: but make not thyself known unto the man, until he shall have done eating and drinking.

dediler ki: "eğer o çalmışsa, daha önce bunun kardeşi de çalmıştı". o vakit yusuf bunu içine attı, onlara hiç belli etmeden: "siz çok fena bir mevkidesiniz, ne sıfat verdiğinizi allah çok iyi biliyor" dedi.
they said, “if he steals, then indeed his brother has stolen before”; so yusuf kept this in his heart and did not reveal it to them; he replied within himself, “in fact, you are in a worse position; and allah well knows the matters you fabricate.”