Şunu aradınız:: cok güzel olmuş (Türkçe - İngilizce)

Çok güzel olmuş.
it is very nice.

cok güzel
it was very nice

bu bayaği güzel oldu.
that was a good one.

hayal ettiğimizden de güzel oldu.
it's been successful beyond our dreams.

Çirkin veya gerçekten çok güzel ol, herhangi bir fark yaratmaz.
if you're ugly or if you're really, really good-looking it makes no difference whatsoever.

Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil.
it has become very beautiful and when we play in it, we feel joy, not like before.

barış, kumru ve gökkuşağı değildir -- onlar kadar güzel olsa da.
peace is not the dove and the rainbow -- as lovely as they are.

bu yüzden de bu cok güzel ve karmaşık kristali cansız olarak adlandirirken, bu gorece güzel ve karmaşık olan kediye ise canlı diyoruz.
so we go from, say, this beautiful and complex crystal as non-life, and this rather beautiful and complex cat on the other side.

dansları, orada defe benzer bir müzik aletleri, daha var onu koymuşlardı, ama keşke orada bir akordion azeri müziği olsaydı, onun dışında güzel olmuş bence video.
their dances. there is a music tool similar to the tambourine. they put it into the video. i wish they put an azeri music with an accordion. other than that, it is a nice video.

evet. ve diyorum "tamam, bu güzel oldu, şimdi bunun çıktısını alayım."
yeah. and i say, "ok, this looks nice, let me print it out, that thing."

tamam bütün sorunları çözdün. herşeyi yaptın. güzel oldu. müşterilerini de çok sevdin. Şehri de çok sevdin. İyi bir insansın
ok, you solved all the problems, you did all the stuff, you made nice, you loved your clients, you loved the city, you're a good guy, you're a good person ...

"İki heyetin karşılıklı oturup statü konusunda anlaşmaya başlamasını hayal etmek güzel olsa da, hiç gerçekçi değil," diyen unmik başkanı soren jessen-petersen sözlerini şöyle sürdürdü: "mekik diplomasisi yürütecek, tutumların ve esnekliğin nerede olduğunu daha iyi görebilmek için etrafta dolaşacak ve bu zeminde bir çerçeve oluşturmaya çalışacak bir statü elçisine gerek duyulacaktır."
"desirable as it would be to imagine that you could have two delegations sitting opposite each other and start agreeing on status, it's not realistic," unmik chief soren jessen-petersen was quoted as saying. "there will be a need for a status envoy to conduct shuttle diplomacy, move around trying to get a better idea of where the positions are, where is the flexibility, and on that basis try producing what could be a framework."