Şunu aradınız:: evet ama sevgilim var (Türkçe - İngilizce)

bide sevgilim var danimarka'da
in love with my boyfriend

evet ama çocuk haklarına girer
yes, but it's child rights.

"evet, ama şu anda yaz" dediler.
they said, "yes, but it's summertime."

savaş bir suçtur, evet, ama ben başlatmadım.
war is a crime, yes, but i did not start it.

evet, ama göndermediler -- kitaplarını göndermek istemediler!
well, they didn't. they didn't want to send their books.

cp: evet. ama yine de bu konuda ne düşüneceklerini bilmiyorlardı.
cp: yeah. they still didn't know what to think of that though.

mt: evet, ama sanırım benim elim daha iyi. olasılıkları yendik.
mt: yeah, but i guess my hand is better. we beat the odds.

evet, ama aslında bunun gerçekleşmesini sağlayan yüzlerce insanın bireysel katılımıydı.
yeah, but there were hundreds of individuals, obviously, who made that a reality.

dedi ki, "evet, ama sakıncası yoksa önce yemeğimi bitirmek istiyorum."
and she said, "yeah, but you know i'd rather finish my meal if you don't mind."

co: evet, ama şu noktada hangi evlerin yardıma ihtiyacı olduğunu bile bilmiyoruz ki!
co: yeah, but we don't even know what houses are accepting help at this point.

romantik, evet, ama daha da önemlisi bu insanların her birinin bireysel çabalarının bir fark yarattığını göstermek adına çok önemli.
romantic, yes, but most importantly, it's about trying to get people to realize that every one of your individual efforts makes a difference.

babam, yaşadığımız şehirdeki sadece erkeklere özgü işadamları derneğinden, oğlunun ilerde evet, ama kızınının asla kabul edilmeyeceği bir organizasyonun parçası olmak istemesi gerekçesiyle ayrıldı.
my dad actually resigned from the male-only business club in my hometown because he said he would never be part of an organization that would one day welcome his son, but not his daughter.

jh: evet, ama evet de, tamam. umuyor musun -- magarada kirk sene mi yoksa bir sene boyunca mi yasamayi tercih ederdin?
jh: yeah, but -- yeah, ok. do you hope -- would you prefer to live in the cave for 40 years, or to live for one year?

bana, "evet ama solundaki alçak basınçla çok hızlı uçarsan, birkaç saat içinde sola dönecek ve soluğu kuzey kutbu'nda alacaksın."
and he told me, "yes, but with the low pressure you have on your left if you fly too fast, in a couple of hours you will turn left and end up at the north pole.

İvanoviç: kosova'nın kuzeyinde suç var evet, ama istatistiki verilere bakınca kuzeydeki suç oranının kosova'nın diğer bölgelerine göre ciddi ölçüde düşük olduğunu görüyoruz.
ivanovic: there is crime in northern kosovo, but if one looks at the statistical data, the crime rate in the north is conspicuously lower than in the rest of kosovo.

"rabbim, ben yaşlı ve karım kısırken nasıl olur da bir oğlum olur," deyince, o, "evet; ama allah dilediğini yapar," dedi.
"how can i have a son, o lord," he said, "for i am old and my wife is barren?" "thus," came the answer, "god does as he wills."