Şunu aradınız:: gitsinler (Türkçe - İngilizce)

bu yüzden, ailelerinden istediler ki sokaklara gitsinler ve çocuklarını toplayıp eve geri götürsünler.
therefore, they asked their parents to go down to the streets and collect them, bring them back home.

hele sen o kafirlere mühlet ver, biraz bırak onları (bildiklerine gitsinler).
give respite to the disbelievers and leave them alone for a while.

bırak onları, kendilerine vaat edilen günlerine kavuşuncaya değin dalıp gitsinler; oynayıp oyalansınlar!
leave them (to indulge) in their desires and play around until they face that day which has been promised to them.

onlar: allah'ın elçisinin yanında bulunanlar için hiçbir şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyenlerdir.
it is they who say, "give nothing to those who are around the messenger of god so that they will desert him."

onlar, "allah''ın elçisinin yanında bulunanlara yardım etmeyin ki dağılıp gitsinler," diyenlerdir.
it is they who say, "give nothing to those who are around the messenger of god so that they will desert him."

bunlar: "allah'ın peygamberinin yanında bulunanlara bir şey vermeyin de dağılıp gitsinler" diyen kimselerdir.
it is they who say, "give nothing to those who are around the messenger of god so that they will desert him."

rab bana dedi ki, ‹‹musayla samuel önümde durup yalvarsalar bile, bu halka acımayacağım; kov onları önümden, gitsinler!
then said the lord unto me, though moses and samuel stood before me, yet my mind could not be toward this people: cast them out of my sight, and let them go forth.

o zaman İsa, ‹‹korkmayın!›› dedi. ‹‹gidip kardeşlerime haber verin, celileye gitsinler, beni orada görecekler.››
then said jesus unto them, be not afraid: go tell my brethren that they go into galilee, and there shall they see me.

yani oradaki mirasın yaymadı sosyal medyaya kapattı, ne gelsinler, ne gitsinlere geldi yani.
i mean, it has not spread its heritage and closed the social media. he didn't want them to come or go.