Şunu aradınız:: karşısındaki (Türkçe - İngilizce)

o, karşısındaki çocuğuna baktı.
she looked her child in the face.

bizim evin karşısındaki evde yaşarlar.
they live in the house opposite to ours.

tom mary'nin karşısındaki koltuğu aldı.
tom took the seat across from mary.

tom caddenin karşısındaki bir şeyi gösterdi.
tom pointed at something across the street.

bilimsel kanıtların toplanması karşısındaki engeller
barriers to building up scientific evidence

bağlı şirketler/iştirakler karşısındaki alacaklar
receivables against affiliates/subsidies

bu baghdatis'in federer karşısındaki ilk zaferi oldu.
it was his first victory against federer.

onlar, caddenin karşısındaki yeni komşuları ile arkadaş oldular.
they have made friends with their new neighbors across the street.

caddenin karşısındaki o yüksek bina tom'un çalıştığı yerdir.
that tall building across the street is where tom works.

sırp dinarı avro karşısındaki düşüşünü sürdürüyor. [nada boziç/setimes]
the serbian dinar is reaching new lows in the exchange rate with the euro. [nada bozic/setimes]

beauregard ilk olarak fort sumter karşısındaki charleston liman çevresindeki bataryaların güçlendirilmesini emretti.
beauregard energetically directed the strengthening of batteries around charleston harbor aimed at fort sumter.

fakat esad rejiminin arap baharı karşısındaki kanlı elleri, uzlaşma çabalarına gölge düşürdü.
but the assad regime's bloody-handedness in the face of the arab spring has shattered efforts at rapprochement.

yangın karşısındaki davranış deneylerinden elde edilen veriler kullanılarak sınıflandırma (aralık 2007)
classification by using the data obtained from behaviour tests for fire (december 2007)

böyle bir avantaj, avrupa’nın toplumsal modelinin karşısındaki baskıları bir miktar hafifletebilir.
attaining such an edge would relieve some of the pressures pushing against the european social model.

31 mart pazartesi günü bu erkeklerin 600 kadarı buraya, fabrikanın tam karşısındaki caddede oluşturulan anıt mezara gömüldü.
on monday (31 march), nearly 600 of them were buried here, at a memorial site just across the road from that factory.

canon sx200is modeli, karşısındaki en güçlü kamera olan panasonic tz7 hariç, çok rakibi olan bir ürün değil.
the canon sx200is does not have all that many rivals, with the exception of the panasonic tz7, which is currently the biggest competitor.

muhabirimiz dejan stankoviç sırbistan'ın ilk maçında uğradığı bozgun ve sonrasında almanya karşısındaki dönüşüne tanık oldu.
correspondent dejan stankovic was there for serbia's first-game meltdown and the subsequent comeback against germany.

ana görüş, göreceli küçük ve ayrı ayrı avrupa ülkelerinin dünyadaki mevcut ve yükselen süper güçler karşısındaki aşağıya doğru çekilen konumlarıdır.
a major argument is the relative small size and importance of the individual european countries with respect to the current and rising powers on the world scale.

bilge insan, kağıttaki notaları kullansa da aynen tekrarlamayıp kendi yorumunu yapan caz müzisyeni gibi karşısındaki duruma ve insana uygun şekiller icat eder.
a wise person is like a jazz musician -- using the notes on the page, but dancing around them, inventing combinations that are appropriate for the situation and the people at hand.

bölgenin diğer kısımlarında olduğu gibi, gedikli sınırlar ve sınır ve gümrük yetkilileri arasındaki yaygın yolsuzluk kosova makamlarının karşısındaki sorunlardan bazıları olarak görülüyor.
as in other parts of the region, porous borders and widespread corruption among its border and customs officials are seen as some of the problems facing kosovo authorities.