Şunu aradınız:: sabaha kadar onu bekledim (Türkçe - İngilizce)

ben, saat ona kadar onu bekledim.
i waited for him till ten.

10:00'a kadar onu bekledim.
i waited up for him until ten o'clock.

onu bekledim.
i've waited for it.

yarın sabaha kadar bekle.
wait until tomorrow morning.

gün boyu onu bekledim.
i waited for him all day long.

düne kadar onu bilmiyordum.
it was not until yesterday that i knew it.

sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.
until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.

sofra sabaha kadar lezzetli yiyeceklerle dolu kalıyor.
the table remains full of delicious food until morning.

gazeteyi okuyuncaya kadar onu bilmiyordum.
i didn't know about it until i read the paper.

Öğleye kadar onu bitirebilir misin?
can you finish it by noon?

sabaha kadar 38 öğrenci ve bir öğretmenin cesedi bulundu.
by morning, the bodies of 38 children and a teacher had been found.

ertesi sabaha kadar beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.
there was nothing to do but wait until the next morning.

tom sabaha kadar oturdu. Şimdi çalışamayacak kadar çok yorgun.
tom stayed up all night. now he's too tired to work.

sabaha kadar bitirmelisiniz. artakalan olursa, sabah ateşte yakacaksınız.
and ye shall let nothing of it remain until the morning; and that which remaineth of it until the morning ye shall burn with fire.

sabahlara kadar çalışıyorlardı.
burning lots of midnight oil.

dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
i hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.

anlayana kadar ona açıklayacağım.
i will explain to him until he understands.

kurtuluncaya kadar onunla sıkıştım.
i stuck with it until i was finished.

bugüne kadar ona yazmayı erteledim.
i have put off writing to him till today.

bir süreye kadar onlara aldırış etme.
(muhammad), stay away from them for a while