Şunu aradınız:: taşıyabilecek (Türkçe - İngilizce)

sen çantayı taşıyabilecek tek kişisin.
you are the only one who can carry the bag.

buz bizim ağırlığını taşıyabilecek mi?
will the ice bear our weight?

bu kuşak, toplumu ileri taşıyabilecek mi?
will they have the capacity to shift the society toward progress?

“m” değeri taşıyabilecek en fazla numune sayısını, m :
total sample number that is able to carry “m” value, m :

makine, şekilde görüldüğü gibi taşıma kulaklarından ağırlığını taşıyabilecek uygun bir halatla vince asılarak taşınmalıdır.
the machine should be handled by being hanged to crane with an appropriate rope that is able carry its weight from the carrying ears as seen in the figure.

kalıbın oluşturacağı yapının kararlı olmasına ve iskelenin kurulacağı zeminin bütün sistemin yükünü taşıyabilecek yapıda olmasına dikkat edilmelidir.
care should be given that structure created by the formwork is stable and the ground where the scaffolding is erected is able to bear the load of entire system.

boyacı iskeleleri, istenen yükü taşıyabilecek kalitede kurulmalı, pervazlara, keskin köşelerine iplerle bağlanmamalı, zincir veya kablo kullanılmamalıdır.
painter should install the scaffoldings in a capacity to carry the desired load, should not be connected to the edges and sharp corners with ropes and should not use chain or cable.

blok içerisindeki 1,6 m/s kademesiz hızlı asansörlerin kapasitesi 800 kg (10 kişi) olup insan ve yük taşıyabilecek şekilde tasarlanmıştır.
the 1.6 m/s stepless fast lifts inside the block have a capacity of 800 kg (10 people) and are designed to handle people and cargo.

olympus mju 790 sw sürekli yanınızda taşıyabileceğiniz kullanışlı bir model.
the olympus mju 790 sw is a handy camera to always carry with you.